Gönderen: Mustafa Ertör - 13 Eylül 2019, 23:33:48
2019 yazı için birçok hayalim vardı.Hepsi de denizle ilgili.Küçük ile yaz planları,Riva devresinde ve Haliç te yelken yapmak amacıyla römork yaptırmak. İlk gerçekleştirdiğim iş römork oldu ama teknenin ölçülerinin doğru alınmaması çeşitli zaman alan tadilatlara neden oldu.Otomobilin çeki demirinin takılması TSE ve trafik muayeneden onayı.Noterden ruhsat çıkartılması da epey vakit kaybına neden oldu.Bütün bunlar olana kadar ramazan geldi.Yurt dışından gelen dostların işleri için Ramazan bayramına kadar hiç bir yere gidemedim.Bayramdan sonra yine program dışı çalışmalar, randevular, yurtdışı gezileri derken iyice bunaldım artık denize gitmeliydim.Kurban bayramına 5 gün kala Tunca , Babası ve BABA TUNCA beraberce yola koyuldular.Aslında yola çıkmadan önce plan kısa ve çok netti.Marmara adası ve Çanakkale marina'da kısa bir konaklama , çıkış işlemlerini takiben Limnos adasından Yunanistana giriş yapmak ve Sürekli güneye doğru Girit adasına kadar gitmek.Olmadı.Olanla yetindik.
Gönderen: Mustafa Ertör - 14 Eylül 2019, 00:53:51
Dünden hazırlıklarımızı yaptım.Zaten teknenin hazırlığı bir hafta önce bitmişti.yeni zehirli, motor bakımı,vernikler,buzdolabı tamiri ,rüzgar jeneratörü montajı,yeni invertör takılması,AIS cihazı montajı ,otopilot ayarı,,,,,,,,hepsi yapılmıştı teknenin buzdolabını doldurup seyre başladık.
Ağustosun geleneksel poyrazı bu sene ara vermeden esti.Bizimde kolayımıza geldiği için keyifle seyre başladık.Sıcaklar aşırı olursa bunalırız diyordum ama seyir esnasında hiç bunalmadık .Durduğumuz zaman ter boşanıyordu üstümüzden.
Rüzgar 17-22 knt. arası hızımız 5,5-6,5 knt.civarı akşam 18.30 de Marmara adasına bağlandık.Keyifliydi seyrimiz.Uzun seyre çıktığım ilk gün tedirgin,hatta endişeli olurum. Herşeyi kontrol ederim.Tuvaletin bile sifon yapmadığından emin olmak için bakarım.Bu alışkanlığımın Ahmet Kabaalioğlu kardeşimde de olduğunu gördüm.Tek anormal ben değilim diye sevindim.
Barınakta bizi karşılayan arkadaş anında 75TL.tahsil etti.Suyumuz var zaten.Rüzgar jeneratörünün yeterliliğini anlamak için elektrik te almayacağım.Bakalım buzdolabı ve diğer elektrik sarfiyatını karşılayacak mıyız?
Tekneyi neta ettikten sonra karaya atladım.Unuttuğum birşeyi alması için Tunca'ya seslendim.oradan geçmekte olan bir adam "Vay Tunca ha?"dedi."O halde Baba oğul geziyorsunuz.Baba da siz oluyorsunuz yani?Çok güzel be!"
Ne diyeceğimi bilemedim.Nazar deymesin diye içimden maşallah çekip dışımdan kıçımı kaşıdım.Başka korunma ritüeli bilseydim onu da yapardım.
İndiğimiz gibi doğru midye tava,midye dolma yemeye gittik.Nasıl acıkmışsak 4porsiyon midye dolma,4 porsiyon midye tava birayla beraber keyifle yendi.Üstüne ikişer çay biraz sohbet yorulmuşuz uyuyuverdik.Sabah heryerimizi sivri sinekler yemiş.Kahvaltıyı kaşınarak bitirdik.
Gönderen: Eyüp Oğan - 14 Eylül 2019, 09:44:44
oradan geçmekte olan bir adam "Vay Tunca ha?"dedi."O halde Baba oğul geziyorsunuz.Baba da siz oluyorsunuz yani?Çok güzel be!"
Ne diyeceğimi bilemedim.Nazar deymesin diye içimden maşallah çekip dışımdan kıçımı kaşıdım.Başka korunma ritüeli bilseydim onu da yapardım.
Mustafacım, bu yazdığın çok hoş ve değerli..
Keyifle okuyorum..
Gönderen: Mustafa Ertör - 15 Eylül 2019, 16:23:13
Sabah Marmara adasından avara olup çayımızı içerek adanın kuytusundan çıkana kadar yelken açmadık.Ada saçağından çıktığımız gibi rüzgarı yakaladık.Geniş apaz 19- 22 knt.esiyor.Tunca direk dibine gitti.Ben dümendeyim.Yavaşça rüzgara dönmeye çalışıyorum ama tekne anormal aykırılıyor.Dalgalar çok büyük .Yeni öğrenenler gibiyim rüzgarın tam üstüne çeviremiyorum tekneyi.Tunca bağırıyor rüzgara dön diye .Ben bağırıyorum uğraşıyorum diye ama olmuyor.Sonunda epey yükleniyorum gazkoluna.Süratle Tunca anayelkeni basıyor direğe .rüzgar göstergesi 29 knt.gösteriyor.Tunca havuzluğa gelince hemen cenovayı da açıyor.Rüzgarı arkamıza alıp herzamanki Baba Tunca arkadan gelen rüzgar seyrinin konforunu yakalıyoruz.Rüzgar 20 ile 24knt gösteriyor.Bumbaya vasattan geçen bir halatla fren tertibatı yapıyorum.cenovaya da cenova için özel yapım olan ahşap bumbasını takıyorum .Güvenli ayıbacağı seyri başlıyor.
Hava sıcak.ama bunalmıyoruz.Su,çay,meşrubat' vs. .Sıvı alımınına dikkat ediyorum.Farkettirmeden Tunca'nın da sıvı tüketmesini sağlıyorum.Boğaz girişine kadar ayı bacağı seyri yapıyoruz.Dümene dokunmuyoruz.Sabit Reis (otopilotumuz) işbaşında.Gelibolu'yu geçince rüzgar hafifliyor ve sanki biraz kuzey-kuzeybatı gibi oluyor.Ayı bacağı çalışmaz olunca bumba frenini ve cenova bumbasını söküyoruz.Apaz,dar apaz akıntınında yardımıyla süratle boğazda Çanakkale marinaya doğru seyir yapıyoruz.Çanakkale marina girişimiz 19.00 civarı oluyor.Giriş kayıtlarımızı yapıyoruz.Mazot yarın sabah alabilirmişiz.Su da alacağız depoları tamamlamak istiyorum.Tekneyi kilitleyip çorbacıya doğru gidiyoruz.Çanakkale güzel ,canlı,insanları dışarı çıkmak isteyen bir şehir.Üniversitenin toplum yaşamına katkısı olmuş.Gençler sahildeler.Ben tekneye gidiyorum.Tunca ben biraz daha dolaşacağım diyor.Havuzlukta uyku tulumuna kozaya girer gibi girip uykuya dalıyorum.Gecenin bir vakti Tunca da geliyor,Saati sormuyorum.Ama daha huzurla uykuya devam ediyorum.Sabah erken uyanıyorum.Bu gece de sinekler yemiş biraz.Marmara adası kadar değil bereket.Tunca da uyanıyor .Duş almak istiyordu. Gidiyor dönüşte burası pis duş alınmaz diyor.Benim de niyetim vardı.Vazgeçiyorum.Hazırlanıp kahvaltı için çıkıyoruz.
Tekneye dönerken Marinanın karşısındaki pastanede ben orta şekerli Türk kahvemi, Tunca da yeni moda kahvelerden birini istiyor. İçip ,mazot almak üzere marinaya geliyoruz.
Mazot ,su ikmalinden sonra hemen marinadan ayrılıyoruz.Yanımızda bizden sonra yanaşan 50+ ft.bir yelkenli var.Birkaç erkek arkadaş seyre çıkmışlar.Sakin insanlar hiç gürültü yapmadılar.Biz çıkarken dişarda hava kötü çıkıyor musunuz? Dedi bir tanesi.Aşağı gideceğimiz için rüzgarın kolayına olduğunu söyledim.Selamet diledi. Sağolsun.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 16 Eylül 2019, 10:51:02
Bumbaya vasattan geçen bir halatla fren tertibatı yapıyorum.cenovaya da cenova için özel yapım olan ahşap bumbasını takıyorum .Güvenli ayıbacağı seyri başlıyor.
Mustafa Abi bu seyri sayende defalarca yaptım, geçen yıl bodrum yarışında da Çanakkaleden Babakaleye kadar bu şekilde gitmiştik. en keyifli olanı bu seyirde üşümeden baş üstünde oturup ayakları uzatıp , kayığın sörfe kalkıp hızlanışını izlemek oluyordu..
Keyfin görüntüsü de şöyle
Gönderen: Mustafa Ertör - 16 Eylül 2019, 20:58:51
Çanakkale Marina çıkışında sabit dubaları geçip hemen yelkenleri basmak istedik.Daha direk dibinde hazırlıkları yaparken arabalı vapurun geldiğini gördüm.Tam tur döndüm bekledim geçsin diye .Bu kez yakındaki iskeleden ayrıldı.Ona da yol verdik.Sarıldık mandara bastık yelkeni.Cenovayı da açınca keyfimiz yerine geldi. Boğaz çıkışına kadar dümen elde seyre devam ettik.Şehitlerimize saygı ve dualarımızı gönderdik.
Kumburnunu dönünce bizim havalar iyice oturdu.Ayıbacağı düzeneklerimizi kurduk.Bana kalsa Sabit reis vardiyayı alabilirdi ama Tunca dümende kalmak istedi.İnce ayarlarla, hiç boşlatmadan ayıbacağı seyrinde dümenciliğini pekiştirdi.Bozcaada'yı geçtik.Niyetimiz Babakale de gecelemek.Akşama doğru Babakale ye girdik.Liman içi gırgırlarla dolu..Birbirleri üzerine bordalamışlar.Biz de onlara aborda olalım diye düşündük.En dıştakine doğru iyice yaklaşmışken tayfadan biri başka gırgırların geleceğini ve tekneleri bağlayıp bayram için Bandırma'ya gideceklerini söyledi.Barınağın doğu tarafında yatların olduğu yere gitmemizin daha iyi olacağını söyledi.Limanın ağzından üç tane daha gırgır giriş yapmıştı .Doğuya yöneldik.Epey saçma sapan manevra ,bağrış çağrış zorla bir yere sığıştık.Hemen hazırlandık ,havlu, çamaşır, şampuan alıp otele tırmandık. İşletmeci hanımefendiye isteğimizi söyledik makul bir fiyata anlaşıp bir güzel yıkandık.
Temizlenip paklanınca,karnımızın açlığı aklımıza geldi.İşletmeci hanım terasta çok güzel gün batımı ve güzel yemekler olduğunu söyledi.Bugün Tunca 'nın doğumgünü Baba oğul kutladık.Akşamın sürprizi İşletmeci hanımın Tunca'ya küçük bir doğumgünü hediyesi vermesiydi. Kafalar hafif çakır tekneye doğru indik. Yoldaki bakkaldan yarın için su,vs..aldık.Havuzlukta uyku tulumlarımızın içine girdik.Biraz sohbet ve huzur uykusu....
Gönderen: Mustafa Ertör - 16 Eylül 2019, 21:03:45
Sabah gün ışırken uyandırılıyorum.Kafamın üzerinde karasinekler bulut gibi . kimi konduğu gibi ısırıyor,kimi konup yüzümde dolaşmaya çıkıyor.Müthiş rahatsızlık.kalkıyorum. Rıhtımda marya ağları var .Denizden çekilmiş, balıklar alınmış ama ağ temizlenmemiş.Sinekler için beslenme ve üreme merkezi olmuş.Hemen Tunca'yı kaldırdım. Halatları çözüp yola koyulduk.Kafamda yol yapmak var.Hep gideyim istiyorum.Tunca gece seyrini sevmiyor.Kabul etse vardiya kurup gece gündüz gideceğim.Yola çıkınca seçenekleri düşünüyorum.Ayvalık çok yakın olur Cunda 'da Taş Kahve'de bir fincanTürk Kahvesi içmek çok iyi olurdu ama çok kısa yol. Gitme isteğim ağır basıyor.Bademli' ye devam ediyoruz.Rüzgar azalıp çoğalıyor ama hep var.Sürekli yelkenle devam ediyoruz.Bademli'ye yaklaşıyoruz.Buradan çoğunlukla gece geçtim.Sektörel fenerin anlamını bilmediğimden hep uzak geçtim.Sonra da okuyup öğrenmedim.Bu sefer tam üzerine gidiyorum.Pissa burnu üzerinde fener var.Güvercin kayaları sancakta haritaya göre ilerliyoruz. Dümende Tunca var. Kalem adasını güneyimizde bırakıp Bademli gezi teknelerinin bağlandığı çok sığyerleri şamandıra ile belirtilmiş koya giriyoruz.Demiri 2,6m.ye indirip biraz kaloma bırakıp motoru susturuyoruz.Zemin çamur .Sıkıntı yok ama salınım rüzgar yönü değişince diğer teknelerin üzerine düşürür mü? korkusu var içimde. Neyse sorun çıkmıyor.Tunca karaya çıkıyor.Bademli köyüne kadar gidiyor.Su,meyve,yumurta vs.. almış.Canım makarna yemek istemiyor. Lokanta var mı?diye soruyorum.Pideci var,çorba da var diyor. Bu sefer beraber 1.5 km.uzaktaki köye yürüyoruz.Yol üzerinde bir restaurant var.Girsek mi derken geçiyoruz.Arkamızdan adımı seslenen biri Aaa! Bizim Erdem Çakır.Sağolsun geçtiğimizi görünce tanımış davet etti.Ama Ailece oturdukları için katılmadık.Rahatsızlık vermeyelim dedik.
Bademli köyü küçücük bir yer köy meydanında birkaç dükkan market,çay,koruk suyu satan yerler,lokanta,pideci,nalbur ,cami ,taksi durağı ....herşey var.İşkembe çorbası sonrası,pideleri yedik .Kahvehanede üçer bardak çay, koruk suyu(alıştığımız koruk suyu değil ben sevemedim.)içip tekrar tekneye döndük.Gece boyunca rüzgar yön değiştirip esti .Rüzgar jeneratörü müthiş ses yapıyor.Huzursuz bir geceydi.Dönüp durdu tekne.
Gönderen: Mücahit Karabaş - 16 Eylül 2019, 21:47:46
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh (Babatunca) yine bir araya gelip keyifli seyirler yapmışsınız ne güzel. Hatırladığım kadarıyla yaktığınız mazot içtiğiniz sudan daha azdı.
Ahmet'le seyir yapınca insana gece gündüz seyir yapma hastalığı bulaşıyor. Ben de tekneye gidince haldır haldır seyir yapmak ister hale geldim. :)
Seyir anılarınızı paylaştığınız için çok teşekkürler. Nice güzel seyirleriniz olsun.
Gönderen: Enes Save - 17 Eylül 2019, 15:17:02
Sıvı alımınına dikkat ediyorum.Farkettirmeden Tunca'nın da sıvı tüketmesini sağlıyorum.
Gönderen: Mustafa Ertör - 17 Eylül 2019, 20:20:03
Sabah uyandık.Güzel bir kahvaltı hazırladım.Biz sabahları çayı daha çok seviyoruz. Kahve sanki keyif için ,kahvaltı çayla yapılır alışkanlığı var. Bu sırada Merika teknesinin Reisi Kıvanç kardeşim iki güzel ve denizci kızıyla minik filikalarına binip kürek çekerek bizi ziyarete geliyorlar.Kıvanç yeni karşılaşmamıza rağmen çok içten davranıyor, dostluk gösteriyor.
Biraz ortalık toplama ,hazırlık sonrası demiri alıyoruz.Dışarısı beyaz köpüklerle bize gel gel yapıyor.Bizim boylarımızda bir yelkenli tekne pissa burnu ile kalem adası arasında batıya doğru yelkenlerini açmadan baş kıç yaparak bata çıka ilerlemeye çalışıyor.Tunca'ya Kalem adası ile anakara arasından güney çıkışına gitmek istediğimi söylüyorum.Yola koyuluyoruz.Adanın kuytusundan kurtulunca rüzgar ve dalga bizi selamlıyor.Tunca anayelkeni basmak için direk dibinde.Rüzgara dönünce karşıdan gelen rüzgar ve dalga ile rodeo başlıyor.Bereket Tunca direk dibine sert havada gittiyse bağlanıyor.İçim rahat.Anayelken basılıp cenovayı da açınca herzamanki Baba Tunca seyrimize başlıyoruz.Pupa ya da bazen geniş apaz kuş gibi uçuyoruz.
Amacımız İzmir körfezine girmek ve Çeşmealtı barınağına bağlanmak.İzmir'de Serkan Güvenen Reisimiz var telefonla Çeşmealtı barınağının durumunu soruyorum.Ağabey ben burada sizi beklerim diyor. Karaburun körfez ağzına geldiğimde rüzgar biraz daha artıyor.Doğu taraf biraz daha saçak altı olur diye karaya yakın seyrediyoruz. Çeşmealtı'nda olan yakınlarımı telefonla arıyorum .Tesadüfe bak onlar da Bayram münasebeti ile İstanbul'a gelmişler.Bu arada körfezin içine doğru epey yol aldık.Daha fazla gitmenin anlamı yok.Uzun ada'yı biraz geçmişiz. Ne yapalım ?Mordoğan daha uygun. Batıya çevirdik yüzümüzü.Rüzgar 25 knt.civarında hızla Mordağan'a yaklaşıyoruz.Apaz,dar apaz seyir 6 knt.civarı hızımız var.Serkan'a telefon edip durumu açıklıyorum.Teşekkür ediyorum.Boşuna beklemesin.Abi "Biz sizi Mordoğan 'da karşılarız." diyor.Bu deniz bana çok güzel dostlar verdi.yüzüme bir gülümseme yapışıyor.
Mordoğan barınağının mendirek taşları iyice seçiliyor.Önümüzde bir şamandra var,iskelemizde bırakıyoruz.Üzerinde balık tutmak yasaktır gibi birşey yazıyor.Mendirek önüne gelip rüzgara dönüyorum.Önce cenova sonra anayelkeni indiriyoruz.Motor zaten çalıştırılmıştı içeri giriyoruz.Dalga yok içeride ama rüzgar sanki açıktaymışız gibi 25 knt.civarı.Nereye girelim diye bakınırken bir alarm sesi duyuyoruz. Hararet kırmızı hatta. En sona dayanmış.Gördüğüm en yakın boşluğa baştan kara dalıyorum.Motor stop.Bağlanıp ne oldu şimdi muhasebesine girişiyoruz.Tunca " çok zorlamadık neden hararet olsun.?"diyor.Bende derin sessizlik."Ne yapacağız şimdi?"soruları.
Rıhtımdan Serkan 'ın sesini duyuyorum.Havuzluğa geliyor durumu O'na da anlatıyorum.Eşiyle birlikte gelmişler .Hep birlikte kasabaya yürüyoruz. Deniz kenarında oturup birşeyler yiyip içiyoruz.1,5 saat sonra barınağa döndüğümüzde bizi bekleyen biraz sinirli iki kişi karşılıyor bizi.Yerine bağlandığımız teknenin sahibi ve kooperatif sorumlusu.Durumu anlatıyoruz.Anlayışlı davranıyorlar,araya sıkışmamızı kabul ediyorlar.Serkan'lardan ayrılıyoruz.Sağolsunlar dostluklarını unutmayacağım.Buradan Serkan'a ve meslektaşım Işıl hanıma tekrar teşekkür ederim.
Mordoğan'da usta soruyoruz.verilen telefon numarasını arıyorum.Bayram dolayısıyla İzmir'de.Başka kimse yok.Bayram sonunu beklemek zorundayız.
Gönderen: Mustafa Ertör - 17 Eylül 2019, 20:24:59
Sabah yine erkenciyim.Uyandığımda hava daha alacaydı.Biraz daha uyuyayım dedim ama olmuyor. Biraz telefon kurcadım. Müzik dinledim.Kitap okudum.Ve uyumuşum.Saat 8.30 gibi tekrar uyandım.Tunca da uyandı.Mordoğan'da bir otele girdik. Kahvaltı etmek istediğimizi söyledik.Çok iyi etmişiz.klimalı ortamda çok güzel kahvaltı ettik. Bugün bayram herkes tatil için gelmiş benim canım sıkkın.Teknede birşey bozuk olunca ayarım da bozuluyor.Hava sıcak terledim .Bir berber buldum .Daldık içeri.Saçları 3 numaraya vurdurdum.Hırsımı saçlardan çıkardım.Sonuç değişmedi tabi.Motor ve ben hala hararet yapıyoruz.
Tekneye döndüm. Tunca gelmedi.gölge biryer buldu oturdu.Motoru boşta yaklaşık 1 saat çalıştırdım.Hiç hararet yapmadı.umutlandım.Belki birşey süzgeçi tıkadı,su gelmedi kısa sürede hararet oldu.Akşam yine denedim 2000rpm.de 1 saat.yine hararet yok. Sevindim. Yarın yola çıkmaya karar verdim,Tunca'ya sordum.Farketmez.Isınırsa kapatırız yelkenle devam ederiz diyor.Aslan oğlum.Bunaldım buralarda.Kooperatif sorumlusuna yarın çıkacağız deyince "Macera arama,seni kovan yok yerin güzel.Bayramın 3.günü usta gelir yaptırıp gidersin .Havalar 4 gün çok sert zaten. "diyor.Duruma göre hareket edeceğim deyip 2 günlük parayı ödüyorum.Kafam çoktan yola koyuldu bile.Hatta uzun mesafeli tramola mı atalım yoksa kısa aralıklı mı?Hesabı yapıyorum. Yine Mordoğan'a gidip yemek yiyoruz. 17 TL.ye yediğim sardalya tavanın tadı damağımda kalıyor.Tekneye dönüyoruz.pek erken sayılmaz uykuya dalıyoruz. Yarın yola çıkacağız.
Gönderen: Mustafa Ertör - 18 Eylül 2019, 09:12:59
Sabah 8.30 gibi yola çıkıyoruz. Kahvaltı teknenin neta edilmesi.Yol için termosa çay demlenmesi vs.. ancak halatları çözebildik.Girerken kıç demirini atıp baştankara girmiştik.Bizim danforth kıç demirimiz zor anlarda bizi hiç üzmedi.Üstelik 3m.zincir ,40 m.kurşunlu 14 lük halatla kullanıyoruz.Demiri alıncaya kadar kuzeyli rüzgar bizi diğer teknelerin üzetine yaslıyor.bereket pruvamızdan yaşlanıyoruz.Tonoz halatlarına sarma sıkıntısı yok.Yarım kuvvet tornistanla kendimizi selametliyoruz.
Daha halatları çözmeden camadan düzenini kurmuştuk.Tam liman ağzında anayelkeni 1. Camadanda basıyoruz.Rüzgar çok sert .Kuzeyden 26-32 knt.arası daha mendireğin önünde esiyor.cenovayı 2.camadanda küçültüyorum.kuzey ,kuzey-doğu yönünde tırmanmaya başlıyoruz. Motor 1400 rpm.süratimiz 4,5 knt.Dalgalar iskele baş omuzluktan gelse de havuzluğa serpintisi gelmiyor rahatız.Hatta kendime bir fincan çay bile dolduruyorum.Bazen camadanlı olduğumuz halde aşırı bayılıyor tekne.Birkaç kere anayelken iskotasını boşladığım bile oluyor.Tekrar batıya tramola atıyoruz.Zigzag larımız çok belirgin 90°oluyor hep.Bunda motor yelken gitmemizin payı büyük.Karaburun'a doğru volta volta yükseliyoruz.Rüzgar bir ara 37,5 knt. oldu.Cenovayı tamamen sardım.Ama motorda hiç hararet yok. İçim rahatlıyor .1400 rpm.yelken motor her yere giderim diyorum.
Karaburun'u batıya doğru dönmeye başlayınca sanki iklim değişiyor.Rüzgar 18 lere düştü.Tabi bunda rüzgarı kafadan almamanın etkisi de var.
Tam bu anda
""Karaburun önünde seyreden MMSI numarası 90......2 olan tekne.Burası İzmir sektör.""
Diye bir anons duyuyoruz.Hemen atlıyoruz sazan gibi.
""İzmir sektör burası Baba-Tunca.""
""Baba Tunca burası İzmir sektör çevre ticari gemilerden batıyoruz ya da denize adam düştü sinyali gönderdiğiniz ihbarı aldık.Doğru mudur?""
""İzmir Sektör biz böyle bir sinyal göndermedik.Telsiz distress butonumuz aktif değil.Ayrıca Epirb cihazımız da yok.Söylediğiniz MMSI numarası bize ait değil.""
""Baba Tunca koordinatlarınızı söyleyin.""
Koordinatları söylüyorum.
""Sinyal bu koordinattan geliyormuş.doğrudur.Sizde sorun yok mu?""
""Hayır hiçbir sorunumuz yok.Yanlış sinyal,ya da bizden gelmiyor.""
""Anlaşıldı iyi seyirler. Biz sorun olmadığını diğer sektörlere de bildireceğiz.""
""Anlaşıldı. Tamam.""
Al bir huzursuzluk sebebi daha .Sinyali biz gönderiyorsak nasıl gönderiyoruz.Diğer sektörlere sorun yok diyecekler.Ya bundan sonra sorun çıkar da yardım talep edersek Baba Tunca dan geliyor sinyal aldırmayın birşey yoktur derlerse.
Al başına püsküllüyü.
Neyse Çeşme'ye doğru tam iğnecikten gelen rüzgarla Cenova bumbalı, anayelken vasattan halatla bumbaya frenli yine kanat takıp hızla ilerlemeye başladık.
Çeşme marinadan yerimizi Yalıkavak marina direktörü Sevgili Deniz Akaltan reisimiz Yine Çeşme Marina direktörü kardeşi Can Akaltan'a bildirdiği için rezerve etmişler.Yerimiz hazır .Her iki dostuma buradan tekrar teşekkür ederim.Çeşme marina Can Akaltan sayesinde defalarca denizci dostu marina olduğunu bize kanıtladı.
Çeşme Marinaya anons edip girişimizi yaptık.Yakıt rıhtımına bağlandık.Yakıtı alırken.Marina ofiste görevli Ayşe hanım geldi.
""Sizi Sahil Güvenlik bizde bağlı olup olmadığınızı sordu.""dedi.
Haydiii?Bu ne şimdi?
Yerimize bağlanıp Marina giriş işlemlerimizi yapıp.Evraklarımızla Sahil Güvenlik ofisine gittik.Nöbetçi komutanın haberi yok.
""Merak etmeyin.ilk anonsla ilgili sizi kontrol etmişlerdir."" diyor.
Bundan sonraki anonslarımızın dikkate alınmaması korkumuz var diyorum.
""Her anons duyulduğu sektörler ve Sahil Güvenlik istasyonlarında kayıt edilir.Her anonsu dikkate almak zorundayız.İçiniz rahat olsun."" diyor.Teşekkür edip, ferahlamış olarak ayrılıyoruz.Bu arada tekneyi neta edip duşa gidiyoruz ve doğru yemeğe.Bu yaz seyrinde yediğim sarımsaklı paça,işkembe çorbasını hiç bir zaman içmedim.Uzun bir süre de içmem artık.
Bir pide ,çorba salonuna giriyoruz.Çok kalabalık,suratlar yanmış ,vücutlar kayış gibi,kara suratlarımızda gözlerimiz daha bir pörtlek,daha bir sinirli görünüyor galiba.Hızlı servis yapmalarını aç ve yorgun olduğumuzu söylüyorum.Bizim arıza tipler olduğumuzu düşünüyorlar galiba müthiş hızlı bir servis.Mükemmel hizmet.İyi bir bahşişle ayrılıyoruz.Rehavet çöktü Ben tekneye dönmek istiyorum.Tunca biraz dolaşayım diyor.Marketten biraz alışveriş ve tekneye geliyorum.Pontondaki karşı teknenin sahibesi (ben yaşlarda)bir hanım bizim rüzgar jeneratörünü göstererek bunun sesini kısar mısınız?diyor.Jeneratör ün kuyruğuna kement takıp rüzgarın tersine çevirince dönmüyor ve ses bitiyor.Ofis ödemelerimizi yapmıştık yarın yine yola çıkacağız.Motor da hiç hararet yapmadı.Belki de birdaha yapmaz umudundayım.
Gönderen: Doğan Erbahar - 18 Eylül 2019, 11:26:32
Gönderen: Mustafa Ertör - 18 Eylül 2019, 20:08:08
Sabah yine erken çıkmak istiyorum ama aceleye de gerek yok. Teos'a gideceğiz.Uyanıyoruz. Tunca almak istediği birkaç şey için marina dışına çıkıyor. Simit almasını söylüyorum. Epey gecikiyor. Simitçide simitlerin fırından yeni çıkanını almış. O yüzden beklemiş. Beyaz peynir, sıcak simit, taze çay bundan güzel kahvaltı olur mu?
Kahvaltı sonrası hemen yola çıkıyoruz. Yine marinanın çıkışı yelkenler basılıyor. Apazına kolay bir seyirle Çeşme Sakız arası boğazda batıya doğru koşturuyoruz. Motor çalıştırmıyoruz. Buraya gelinceye kadar 38 Lt.mazot kullanmışız. Seviyorum bu işi. Hep denizde olsam ya?
Boğazı geçince pupadan yine kanatlandık. Ayı bacağı seyri yapıyoruz. Seferihisar körfezine kadar rüzgar bir kalıyor bir artıyor. İnat ede ede sadece yelkenle gideceğim diye beynim kaynıyor. Körfez girişinde yelkenleri indiriyoruz. Motora kuvvet gitmeye başlıyoruz.15 dakika sonra hafif bir rüzgar başlıyor. Bu arada gözüm hararet ibresinde .Yavaş yavaş yükseliyor. Hemen motoru kapatıyoruz. Yelkenler tekrar açıldı. Ama 30 dakika sonra tekrar zayıflıyor. Yeniden motor seyri başlıyor ama şimdi 1500 rpm. Hız 4.5 knt. Böyle bazen motor bazen yelken Teos marinanın önüne kadar geliyoruz. Anons edip giriş yapıyoruz. Bizi tam rıhtıma Kayıtsız'ın yanına bağlıyorlar. Hemen duş hazırlık doğru Sığacık sokaklarına vuruyoruz kendimizi. Bir lokantaya giriyoruz. Garsonun gelmesi 15dk. sürüyor. Tunca benden sabırlı. Siparişlerimizi veriyoruz. Yemekler 30 dk.sonra geliyor yemekler bitince de salatayı getiriyorlar. Salatayı geri çeviriyorum. Bu kadar da olmaz. Hatırı sayılır bir para ödeyip çıkıyoruz. Tunca "Baba buralılar işbilmez adamlar. Biraz önce bir emlakçı gördüm adı HARABE EMLAK diyor epey gülüyoruz. Ben yine yaşlı adam tekneye dönüyorum. Tunca dışarıda. Gece ne zaman geliyor bilmem ama uyandığımda havuzlukta uyuyor görüyorum. İçim rahat uykuya devam ediyorum.
Gönderen: Cemalettin Özen - 18 Eylül 2019, 23:16:21
Çok güzel bir seyir yazısı.. Rüzgar, yelken, motor arızası, her şey var.. Bunlar, yaşarken biraz zor olsa da sonrasında çok güzel anılara dönüşüyorlar..
Severek okuyorum.. Kaleminize sağlık..
Gönderen: Mustafa Ertör - 19 Eylül 2019, 08:20:17
Bugün boş geçirmek istiyorum Tunca dönecek.Ona bilet almamız lazım.Artık tek tabanca yoldayım.Sabah marinaya yakın bir yerde kahvaltı yaptık.Serpme kahvaltı dedikleri cinsten getirdikleri her şey ve bir termos çay bitti.Üstüne bir de kahve içince fazladan yarım saat daha oturduk.Seferihisara gidip Tunca için İstanbul bileti aldık bu akşam 22.45 te yola çıkacak.Akşama kadar Sığacıkta dolaştık.Marinada teknelere baktık yorumladık.Zaman hızla geçti.Güle güle oğlum.Sağlıkla var.Tekneye döndüm 2 duble içtim yattım uyudum.
10.gün
Sabah ilginç bir trafik oldu.Uyandığımda marinanın makina tamircisini aradım.Gelip bakarım ama tamir için zamanım yok belki 14.00 veya daha geç saatte bakabilirim dedi.Ben Motorun hararet yaptığını WIM den Tom'a.Ayrıca Rıza ustaya telefonla söylemiştim. Rıza usta sağolsun olabilecek bütün sebepleri ve benim yapabileceğim çözümleri söyledi Ben Rıza ustaya çok güvenirim.Bazen aşağılarda da çalışır.Buralarda olsa ne iyi olur diyordum ama Teos marinanın dışarıdan gelen ustalara çok zorluk çıkardığını oraya gelmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Bu sırada ofisten aradılar Serdar adında birinin beni ziyarete geldiğini kapıda olduğunu söylediler.Aaa Bizim Tom İstanbul'dan motorcu ustası genç Serdar'ı göndermiş.Çok sevindim.Bu esnada Cem Gür ağabey geliyor.Sağolsun misafiri olduğu halde belki yardımım olur diye gelmiş çok memnun oldum. Cem ağabeyi çok severim hem engin bilgisini sakınmaz, saklamaz.Hem de denizle tekneyle ilgili sürekli bir faaliyet içindedir. Şuanda bitmek üzere olan İYONYA projesi zor şartlarda yapılan ama herşeyiyle geleneksel tirhandilin bütün özelliklerini üzerinde taşıyan bir tekne.Biraz sonra da Teos marinadaki motor tamir servisinin ustası geliyor.Serdar makinadan anlayan misafir konumunda..Gelen teknisyen makul şeylerin zorlarını söylüyor.Eşanjörün tamamen söküleceğini bunun için motorun sökülmesi gerektiğini ayrıca eşanjörün etrafını saran döküm bloğun oksitlenip çürüdüğünü oraya kaynak dolgu yapıp yeniden diş açılacağını.Bu esnada eşanjör temizliğinden sonra tekrar motorun yerleştirilip line ayarı yapılacağını.Bunun süresinin nekadar olacağını söyleyemiyeceğini bildiriyor ve pansuman tedavisi olarak eşanjöre porçöz yollayıp sistemi tamamen bozmak mümkün ya da İstanbul'a dönene kadar idare eder diyor.Marinanın motor ustası gidince Serdar usta işe girişiyor. Tatlı su devirdaim kanatlarından bir tanesi kırık çıkıyor ancak hararet yapmaz deniyor.Eşanjör ön taraftan sökülüp İçindeki kireçler temizleniyor.Sorun yüksek ihtimalle çözüldü denilip motor toparlanmaya çalışılıyor.Ancak yeni antifriz almak lazım.Conta bulamayacağımıza göre klinger kartonu bulmamız lazım tabi sıvı conta da alınacak. Sağolsun Cem ağabey tanıdığı atölyelere ve ustalara,malzeme satıcılarına beni arabasıyla götürüyor.Antifrizi ve sıvı contayı Sığacıktan,Klinger kartonunu Seferihisar'dan buluyoruz.Cem ağabey yardımların ve dostluğun için tekrar çok teşekkür ederim.Motoru toparlamaya başlayan Serdar usta çalıştıralım abi diyor.Bir saat 2000 devirde çalışıyor ve yine sıcaklık artıyor.Başından beri düşündüğüm termostat arızası sabit fikrim haline gelmişti zaten. Termostatı çkarmasını söylüyorum. Termostat çıkınca sıcaklık 120F.üstüne saatlerce çıkmıyor.Çok seviniyoruz hep birlikte.Bu arada Nurettin İşletici reis geliyor. Koza isimli teknesiyle dünyayı sessiz sedasız dolaşıverenlerden.Onlar da Teos marina sakinlerinden.İnsan dost yapmalı,mülk yerine.Burada etrafım dostlarla çevrili sağolsunlar.
Termostatın çıkması hararetin yükselmemesi bizi epey rahatlattı.Önce Nurettin reis sonra Cem ağabey ayrıldı. Kaldık Serdar Ustayla ikimiz.Yarın benimle Çeşme'ye kadar tekneyle gelmesini rica ediyorum.Amacım yolda arıza çıkarsa enazından iki kişi olmak."Tabi abi. Ben de gelmek isterim "diyor.Seviniyorum.
Sığacıkta biraz vakit geçiriyoruz.Kaleiçi sokaklarda dolaştıktan sonra.Akşam yemeği çay kahve derken vakit geçiyor.Tekneye gidip yatıp uyuyoruz..
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 19 Eylül 2019, 13:27:01
Yerimize bağlanıp Marina giriş işlemlerimizi yapıp.Evraklarımızla Sahil Güvenlik ofisine gittik.Nöbetçi komutanın haberi yok.
""Merak etmeyin.ilk anonsla ilgili sizi kontrol etmişlerdir."" diyor.
Bundan sonraki anonslarımızın dikkate alınmaması korkumuz var diyorum.
""Her anons duyulduğu sektörler ve Sahil Güvenlik istasyonlarında kayıt edilir.Her anonsu dikkate almak zorundayız.İçiniz rahat olsun."" diyor.Teşekkür edip, ferahlamış olarak ayrılıyoruz.
Güzel bir bilgi, bu konunun ciddiye alındığını bilmek sevindirici.
Gönderen: Mustafa Ertör - 19 Eylül 2019, 23:18:29
Dünden marinaya borcumu ödemiştim.Sabah rutin işlerden sonra yola çıkıyoruz.Marina çıkışı sonrası yelkenleri açıyoruz. Ana karaya çok yakın olmadan hemen hemen Seferihisar körfezinin ortasından körfezin sonuna ilerliyoruz.Artık yelkenler işlemez hale gelince topluyoruz.Rüzgar kafadan geliyor .Artık kolayına rüzgarlar ,uçarcasına seyirler bitti.Yukarı çıkıyoruz. Ve motora gaz veriyoruz.2000 rpm.yi geçmeden kuzey batıya tırmanıyoruz.Rehavet çöküyor .Hararet yükselmediği için huzurla 1 saat kadar uyuyorum.Uyandığımda epey yol almışız.Dalgalar artmaya başlıyor.Sohbet muhabbet ve sebebi basit bir termostat arızası olan hararet sorununun çözülmesi sonucu kazanılan huzur ile Çeşme'ye varıyoruz.Tekrar mazot alımı, pontonda yerimize bağlanma duş temiz giysiler ve Çeşme sokakları.
Önce Serdar ustaya İstanbul bileti almamız gerekiyor.Sonra yemek yemeye gidiyoruz.Bu seyir boyunca içtiğim sarımsaklı sirkeli işkembe kelle paça çorbasının hesabını tutamadım .Artık çorba sormuyorum.Ama gelen garson önce işkembe kelle paça diye saymaya başlıyor.Sanırım bir sene ismini duymasam aramam. Ev yemekleri yaptığını söyleyen lokantalar ise lezzetsiz yavan yemekler satıyor.İstanbul'un esnaf lokantalarını çok aradığımı söylemeliyim.
Yemekten sonra Serdar ustayı uğurladım. Doğru tekneye geldim.Kendime bir çay demledim.iki bardak içip sızmışım yarın sabah erken kalkıp Bademli'ye doğru devam edeceğim.
Gönderen: Mustafa Ertör - 21 Eylül 2019, 01:10:50
Sabah yine erken kalkıyorum.Tuvalet ziyareti,temizlik kahvaltımsı alelacele birşeyler yeme,kalan çayın termosa koyulup havuzluğa alınması ve halatlar fora.Yine gidiyorum.Ben gitmeyi seviyorum.Geri dönmeyi sevmiyorum.Ama geri dönmek zorundayım.
Çeşme marinayı çıktığım gibi yelkenleri basıyorum.Amacım volta volta yukarı çıkmak .Mümkünse motor kullanmamak.Önceleri düşündüğüm gibi yapabiliyorum.Bir tramola Sakız'a,bir tramola anakaraya tırmanmaya çalışıyorum.Etrafımda 3 tane yelkenli tekne var.Birtane de benden epey sonra marinadan çıkan 4.yelkenli. .Önümdekiler bastı motoru,kararlı bir süratle tırmanıp uzaklaştılar.Arkamdan gelen benim gibi yelkenle tırmanmaya çalışıyor.Gözüm onlarda hatta ritmik tramola atmaya çalışıyoruz.Ama hava Baba Tunca için çok zayıf.Son iki tramolada motor çalıştırıyorum.Bu arada arkamdaki tekne cenovasını kapatıyor.Sadece anayelken ve motorla beni geçiyor. Yanyana geldiğimizde bakışıyoruz.Tek kol yukarı selamlaşıyoruz.Fazla samimiyete gerek yok,Yelkenciyiz oğlum biz.Çok önemli iş yapıyoruz,o kadar...
İki nafile tramola daha atıp ilerleyemediğimi görünce yelkenleri toplamadan iyice geriyorum epey dar açıyla Midilli'ye doğru tırmanıyorum.Bu arada beni geçen tekne Karaburun'u geçti bile Midilli kanalına rota tutturdu.Biraz sonra bizde geçeceğiz.Çoğul kullanıyorum Çünkü Baba Tunca ile iki kişiyiz.Belki fazla anlam yüklüyorum ama elde değil.Tanıdığım birçok denizci dostum teknesiyle içinden dahi olsa konuşuyor.Öyle birşey işte..
Karaburun'u geçiyoruz.Rüzgar sanki biraz kuzey doğu gibi Anadolu tarafından 22-25knt arası esiyor tam arma yelkenleri trim ediyorum.5-6 knt arası süratle çok keyifli bir orsa seyri yapıyorum.Artık Sancağa kırmam lazım. 25° sancak yapıyorum cenova parparlıyor.Sarıyorum ana yelken tam orta hatta.Aklıma olta geliyor nasıl olsa motor seyrindeyim atayım bizim katili,tutayım balıkları .Tabi birşey yakalıyamıyorum.Epey gidiyorum.Bu aralıkta benim hararet sorunumla ilgili zelloda epey kapsamlı ve güzel sohbet ediyoruz.Bu zello güzel birşey.Yalnızlık kıran diyorum.Sanki dostlarla havuzlukta konuşuyorum.Daha önce yaptığım oltayı suda bırakma hatasını yapmamak için topluyorum..Artık kuzeyimde Kalem adasına iyice yaklaşıyorum. Amacım yine ada arasından geçip Bademli demir sahasına girmek.Tam kanala girerken iskelemde yaklaşan ve "...dokumacı kızlar ya lelliii..."diye bağıran büyük bir gezi teknesini görüyorum.O bana yol vermeyeceğine göre ben gaz kesiyorum.Takip ederek peşinden giriyorum. Kanalı bitirip demir sahasına geliyorum demirimi (16 kg.CQR ) sığsuya 3 metreye bırakıyorum. Motor stop.
Biraz sonra arkamda "kaptan,kaptan!" diye sesler duyuyorum.Aaa! Enes Özüren ve birlikte seyahat ettiği iki yatçı arkadaşı .Onlar da teknelerinde aileleri ile geziyorlar.Davet ediyorum.Yanlarında bira falan getirmişler .Bir sohbete dalıyoruz akşam karanlığı oluyor.Enes "yarın kahvaltıda bizdesin abi." diyor.Biraz daha oturuyorum.Rüzgar jeneratörü deli gibi dönüyor.Nasıl bir ses çıkarıyor.Rüzgar estikçe sanki pervanenin dönmesi ile birkaç bofor fazla hissediliyor.Gece boyunca tekne olduğu yerde dönüp duruyor.Anchor lite diye bir program var.onu kurdum.Tam uyuyorum siren çalmaya başlıyor.Sonunda kapatıyorum.Oh be!Yatıp uyuyorum.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 21 Eylül 2019, 11:40:48
Sadece anayelken ve motorla beni geçiyor. Yanyana geldiğimizde bakışıyoruz.Tek kol yukarı selamlaşıyoruz.Fazla samimiyete gerek yok,Yelkenciyiz oğlum biz.Çok önemli iş yapıyoruz,o kadar...
Abi konu bölünmesin diye araya girmeyim diyorum. ama duramadım burada koptum. :) :) :)
Gönderen: Mustafa Ertör - 21 Eylül 2019, 20:44:08
Sabah yine erkenciyim.Bütün gece rüzgar heryerden esti.Taradık mı..Sığlığa oturacak mıyım? Huzursuz bir geceydi zaten.Teknede oyalanıyorum.Saat 10 a doğru Enes telefon ediyor geliyorum abi hazırlan diyor. Biraz sonra da geliyor.Botu küçük ve düz tabanlı.Dikkatle biniyorum Teknesine gidiyoruz.Kahvaltı hazır.Az sonra Yavuz beyler de geliyor.Sohbet,muhabbet keyifle kahvaltı ediyoruz.Artık gitme zamanı Enes beni götürmek için bota biniyor.Sıra bende.Bir ayağımın bota deydiği anı hatırlıyorum.Sonra iki ayağım da havada suya gömülüyorum.Bot kafama geçti.Hemen su üstüne çıkıyorum bot ters kapak olmuş.Enes Mustafa abi!Mustafa abi!! diye bağırıyor.iyiyim diyorum.Enes te suyun içinde tabi.Önce tekneye çıkıyorum.cebimdeki telefonu veriyorum Hemen kurulayıp kapatıyor Enes'in eşi sağolsun.Bot düzeltiliyor.Tekrar Enes'in yönetiminde şuraya bas,acele etme,hemen çök abi komutlarıyla sağsalim biniyorum.Dıştan takma motor da su aldı tabi çalıştırmıyoruz. Kürekle Baba Tunca ya dönüyoruz.
Hemen üstümü değiştiriyorum telefonu güneşe koyup kurutuyorum.Ne yapayım .Uzun zamandır esaslı temizlik yapmamıştım.Temizliğe girişiyorum. Vakit epey geçmiş.Bademli'ye gidip bazı ihtiyaçları almam lazım.Enes'ten yardım istiyorum.Sağolsun hemen geliyor kürekle.Benim motorum onunkiyle aynı (2.3 honda) Benim motoru ona veriyorum.O da bana suya düşeni veriyor. Tamir ve bakımdan sonra değişeceğiz.Onlar ailece geziyorlar.Botlarının motoru olmak zorunda. Bademli dönüşü tekrar beni tekneme bırakıyor .
Gece rüzgar yine koparıyor.Islık gürültü,jeneratörün sesi hepsi karışmış.Keyifsiz geçen bir gece.Aklıma telefon geliyor .Çalışıyor,şükür .Çünkü telefonsuz olmaz ,evden çok merak ederler.
Gönderen: Mustafa Ertör - 22 Eylül 2019, 10:45:43
Bugün sıkılmaya başladım.Enes'e yüzmeye gidelim diyorum,Tamam abi diyor,demiri alıp Baba Tunca ile Kalem adası ile anakara arası Terkedilmiş otel binasının önünde demir atıyoruz. Demir tutmuyor.Bir daha ,sonra bir daha atıyoruz.Üçüncüde tutturuyoruz.Demire güvenim hiç kalmadı.Sivriada'da bile tutmadığı olmuştu. Marmara adasında kimse demir tutturamazken ilk seferde kazık gibi tuttuğu da olmuştu.Ama bir tutar üç tutmaz demir istemiyorum.
Yüzme yerimize gelirken motorda hararet göstergesi yine yukarı doğru oynadı .Dönerken tekrarlayınca bende keyif kalmadı.Demir yerine tekrar döndük.Artık yapacak birşey yok.motor tamir edilememiş.Sorun devam ediyor.Bundan sonra 1400rpm.devir ve olabilecek en fazla yelken seyri.Hem de yokuş yukarı.Kolay gelsin..
Enes arıyor "Abi Kıvanç bizi akşam Merica'ya davet etti.Akşam hem birşeyler yeriz biraz içeriz,sohbet ederiz."
Tamam diyorum.Zaten canım sıkkın iyi gelir.
Akşam Merica'da toplanıyoruz.Masada herşey var. Sohbette güzel.Bir ara bugün demiri tutturamadık diyorum.Kıvanç bende kullanılmamış Lewmar Delta 16 kg var.ucuza aldım size kârsız vereyim diyor.Satın alıyorum hayırlı olsun.Teknelere dönüyoruz.Aniden demirim oldu.Daha bugün bu CQR ı değiştireceğim demiştim.Kısmetli adamım vesselam.
Gönderen: Cemalettin Özen - 23 Eylül 2019, 12:15:43
Bademli'de çok demir atıp gecelediğim oldu.. Ve çok sert havalara da rastladım. Bademli çok iyi demir tutan bir yerdir. Dibi balçık..
Sadece Kalem Adasına doğru, boğaz biraz derin ve sorunlu olabiliyor. Fakat fenerin altındaki yerde gece endişe ettiyseniz, boşuna olmuş. Bence orası bir marina kadar güvenli..
Seyrinizi zevkle okuyorum.. İyi seyirler..
Gönderen: Mustafa Ertör - 23 Eylül 2019, 14:41:44
Not: Birkaç yıldır kışın yaptığımız.Artık geleneksel olmaya başlayan Kış seyri etkinliğimize sizi davet ediyorum.Katılmanızı rica ederiz.Sizinle yüzyüze tanışmak,konuşmak isterim.İsteriz.
Gönderen: Cemalettin Özen - 23 Eylül 2019, 18:52:47
Yazmakta olduğunuz seyir yazısının arasına girerek konun akışını bozmak istemem.
Fakat kısa da olsa bir cevap yazmak istedim..
Yazılarımı okumuş olmanızdan ben de çok memnun oldum.. Foruma yazmakta biraz üşengecim sanırım..
Tuttuğum günlüklerde ve bu sene motosikletle , çadırda konaklayarak yaptığım 45 günlük Avrupa turunda
yazdığım bir çok günlük notlar var..
Yazması çok uzun ve zor.. Kendime güvenemiyorum..
Yaptığınız davetten inanın çok mutlu oldum. Gezilerimden de anlayacağınız gibi çok asosyal
biriyim.. Böyle davetlere katılım bende haftalar öncesinden çok ağır bir baskı oluşturur..
Koylarda forum flaması taşıyan tekneler görünce dahi uzaklaşıyorum. Böyle bir ayıbım var.
Bu kimseye karşı konulmuş bir tavır değil. Bendeki karakter işte..
Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum..
Saygı ve sevgiyle kalın..
Gönderen: Mustafa Ertör - 23 Eylül 2019, 19:01:28
Gönderen: Mustafa Ertör - 23 Eylül 2019, 20:17:30
Bugün sabahtan itibaren can sıkıntımı tedavi etmek için temizlik yapmaya başladım.Derleme,toplama seyirde düşenler,düşmeye adaylar,kafamı rahatsız edecek ses çıkartanlar ,çıkartabilecekler herşeyi topladım,bağladım.En sonunda bir bacağındaki menteşe kopuk olan masaya giriştim.Nasılsa onu da tamir ettim.
Artık çok sıkıldım gitmek istiyorum.Enes "Abi hava kötü biz çoluk çocuk bu havada çıkmayız sen de çıkma.Yarın yüzmeye gideriz.Öbür güne hava iyi olursa beraber gideriz." diyor.Sağolsun Enes,eşi,diğer yatçı arkadaşlar hiç yabancı gibi davranmadılar.Kıvanç da öyle.Ama şu var ki onlar olmasaydı bu kadar kalmazdım.Çıkardım yollara.Yarın sabah karar vereceğim dedim onlara.Bu arada Ahmet Kabaalioğlu aradı telefonla.Sohbet arasında hararet sorununun çözülmediğini nüksettiğini söyleyince "Abi ben yanına geleceğim. Yalnız seyahat etmeni istemedim.Nereye geleyim?İstersen Bademli'ye, ya da nereye istersen oraya."Ahmet'e teşekkür edip.haber veririm diyorum.Zor bulunur iyi insan örneği.Denizin bana kazandırdığı değerli dostlarımdan.
Akşama doğru Bademli'ye gittim .Önce markete uğradım yolda yemek üzere ekmek,peynir ,su . Ayrıca 3 şişe porçöz aldım.Bir lokantamsı yere girdim.Yaşlıca bir kadın ve ona anane diyen küçük bir garson çocuk var ilk defa lezzetli bir taze fasulye yedim.Karşıdaki çaycıda da 3 çay bir soda içip.Taksiyle döndüm.Gece başlangıçta rüzgar azdı sonra gene bindirdi.Artık buraların normal hali diyorum.Hiç taradı mı?Rüzgar çok mu?aldırmadan havuzlukta uyudum.
Gönderen: Bülent Büyükdağ - 24 Eylül 2019, 22:18:26
Gönderen: Doğan Erbahar - 24 Eylül 2019, 23:01:09
Ne güzel yazılar yazılmış bu ara foruma. Keyifle okuyorum.
Bu başlık sezonun en iyi seyir yazısı bence.
Gönderen: Mustafa Ertör - 24 Eylül 2019, 23:55:11
Aslında kendim bal gibi biliyorum ama birşey olur da vazgeçerim diye kendime bile söylemediğim gibi bu sabah yola çıkacağım.Uyandığımda fenere doğru bakıyorum.Şansıma rüzgar var ama çok değil.Motoru çalıştırıyorum.Etraf sessiz ben de gürültüsüzce demiri topluyorum. Yeni demiri ve şimdi çektiğim demiri loçalarında emniyet halatıyla bağlıyorum.İleri yol verip koydan çıkıyorum.Yolum çok değil Ayvalık'a gideceğim.Anayelkenim açık, rüzgar tam pruvadan geliyor.Devir 1500 rpm.Anayelkeni küçük açısal değişikliklerle sürekli dolu ,çalışır tutuyorum. Rüzgar yavaş,yavaş üstüne koyuyor.Daha önce aynısını Bidarka'nın transferinde yaşamıştık.Midilli ile Anakara arasında kuzey- kuzey doğu yönden rüzgar öyle kaçak yapıyor ki 30 knt.altına düşmüyor.Bir ara 38 i görüyorum.Anayelkene camadan vurmamıştım.Fazla geliyor çok yatıyorum.Kafamda bin türlü düşünce?? Direk kırılır mı?Kırılırsa ne yaparım? Tel kesme makasım hangi dolaptaydı?Makas kesmezse demir testeremin yedeği varmıydı?Almıştım ama tekneye getirdim mi?
Çıplak adanın kanalına giriyorum. Hararet hiç artmadı.Şükür direk te kırılmadı. Koçum benim.diye dümeni seviyorum.Baba Tunca ile konuşmayıp ne yapacağım.Övgüyü hakediyor .
Artık şamandıralar göründü.Rüzgar 30 lar civarında.Gezi tekneleri yine de çıkmışlar.Bir sürü Jale, Jalem,Jalecim,,,, isimli gezi tekneleri geçiyor yanımdan.Anlıyorum ki Jale önemli.Şamandıralar bitip selamete çıkınca doğruca Setur Ayvalık Marinaya yöneliyorum girişte anons edip,Mazot rıhtımına bağlanıyorum.Palamar gence motor ustası soruyorum.Hemen telefon ediyor. Marinanın ustasıymış ,çok iyiymiş.Pontona bağlandıktan yarım saat sonra geliyor.Makinayı sökmeden bakamam diyor.Manifolda ulaşmak çok zormuş.Bademli'den aldığım porçözleri boca ediyor hortumdan.Biraz çalıştırıp stop ediyorum.Para almamak istiyor.Birşey yapamadım diyor.Yine de bir miktar veriyorum,Bu kez de fazla verdin deyip yarısını iade etmeye çalışıyor.Ülkemin insanları şaşırtmaya devam ediyor beni.Ofise giderken Ahmet'e telefon ediyorum geceden otobüse bineceğiz diyor.Yanında oğlu Aslan Mustafa Reis de geliyormuş.Seviniyorum.Sessiz güç Mustafa Mert Reis.İyi yetişti, Yolu hep açık olsun.Üniversiteyi Kaptan olmak için okuyacak.
Dışarı çıkıp akşam yemeği sonrası tekneye dönüp uyuyorum.Yorulmuşum.
Bu arada Setur Ayvalık marina bütün gezi boyunca en yüksek parayı alan yer oldu.283 TL.Elektrik,su ayrı ücret, Bir makine çamaşır yıkamak için 30TL.Neden diye sorduğumda yoğunluk,talep vs..dedi ofis.Ama çok ilgili ve nazikler.
Gönderen: Kemal Gündüz - 25 Eylül 2019, 18:53:37
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gönderen: Mustafa Ertör - 25 Eylül 2019, 21:27:11
Sabah saat 7 civarı havuzlukta uyandım .Gözümü açtım.Ahmet ve Mustafa karşımda.Ne zaman geldiniz?diyorum şimdi geldik.hemen uyandın diyorlar.Çok seviniyorum.Ofise ödeme ,çıkacağımızı haber verme,marina dışından poğça börek alma,marina içindeki Migrostan alışveriş artık çıkmaya hazırız.
Marinanın dışına çıktığımız gibi yelkenleri açıyoruz.Hava yelkenle gitmek için çok uygun.Rüzgâr 20 knt.lar civarında esiyor.Üstelik apazdan geliyor.
Cunda adasına çok eskiden beri giderim.Sahile oturup kanalı geçen yelkenlilerin yelken açmamalarına hep içerlerdim .Açın kardeşim yelkenlerinizi mis gibi deniz ,limonata gibi hava.Süzüle süzüle gidin işte.
Tam arma şamandraların arasından kanala giriyoruz.Sahilden çok güzel göründüğümüze eminim.Bir de kıyıdan benim kafada biri seyrediyorsa kesin çok hoşuna gitmiştir.Diğer teknelerden birçok fotoğrafımızı çekenler oluyor.Bu kanalı yelkenle geçerim inşallah dileğim gerçekleşiyor.Kanalı geçip ilerlerken Enes ve Yavuz Reislerle karşılaşıyoruz.Onlar Ayvalık'a, biz Çanakkale 'ye yoldayız.Pınar adası ve Yellice adasını sancakta bıraktık.Behramkale hizasına kadar yelkenle devam ettik.Sonrası yelken motor Babakale önlerine geldik Babakale yine bizi geleneksel kuzey rüzgarı ve kaba dalgasıyla karşılıyor.Akşam olmak üzereyken Babakale'yi kuzeye doğru geçmeye başladık.Bozcaadayı geçerken hava yumuşadı.Dümeni Ahmet devraldı.Çünkü müthiş uykum geldi.Süratimiz 2.5 -3.5 knt.arası motor devri 1500 rpm. tırmalıyoruz resmen.İçeri geçip yatıyorum.Epey zaman sonra uyandığımda Çanakkale boğazına girmişiz.Tekrar dümene geçiyorum.Akıntı korkunç neredeyse sürünüyoruz.Saatler sonra Çanakkale Marina'ya 3,30 da bağlanıyoruz.18 saattir yoldayız.Mazot almamız lazım.Yatıp uyuyoruz.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 26 Eylül 2019, 12:45:33
Behramkale'den sonra , Babakale'ye yaklaşırken rüzgarın şiddetinin çok hızlıca 25-28 lerden 35-40 lara kadar artması da ilgi çekiciydi. Sanki bir sınır var onu geçiyorsunuz durum değişiyor. bir adım geri de her şey çok keyifli, bir adım ilerisi kıyamet kopuyor. Hele Babakale dönüşü , bir anda farklı bir denize çıkmış gibi oluveriyor insan.
Tabi Behramkale sonrası Yelkenlere camadan vurmamız seyir güvenliğimiz açısından çok faydalıydı. Sonuçta yelkenle Babakale tırmanıldı, bu sebeple yol biraz uzatıldı, tramolalar yelken çalışsın diye dar açıda ama uzun oldu. Tabiki bu şekilde olunca hızımızda oldukça düşüktü. Birde bu seyrin neredeyse tamamına yakınında makine yardımcı güç vaziyetindeydi, çoğu yerde varla yok arası bir şey.
Dayanamadım araya daldım, Mustafa abi yazınca tekrar anı yaşamış gibi oluverdim.
Hocam çok güzel bir seyir olmuş. Eğer yanlış tahmin etmiyorsam, Ahmet gelince çok hızlı bir şekilde gelirsiniz, biz de daha az okumuş olurmuyuz
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Yok bu sefer pek öyle olmadı aslında , birde bizim adımız çıktı galiba hiç bir yerde durmuyor diye. Fakat ipucu vereyim macera yeni başlıyor. ;)
Gönderen: Mustafa Ertör - 26 Eylül 2019, 22:38:09
Sabah kalktığımız gibi hazırlanıp çarşıya yollanıyoruz.Birkaç yere bakıp birinde karar kılıyoruz.Poğça,börek ,kurabiye ne bulursak paketletiyoruz.Kahvaltıda çorba içmeye esnaf lokantası işleten bir ablanın yerine gidiyoruz.Daha önce de gittiğimiz için abla da bizi tanıyor.Çorbalar torpilli.İyice karnımızı doyurup tekneye yollanıyoruz.Biraz meyve alıyoruz giderken. Marinaya gelince, daha istasyonda görevli eleman gelmemişti.Neyse biraz sonra geldi?Suyumuzu mazotumuzu aldık. Artık çıkmaya hazırız.
Rüzgar kuzeyden ve sert. Yanımıza bağlı 45 ft. civarında epey eski görünümlü, lumbozları su aldığı için naylonlarla bantlanarak kapatılmış Danimarka bayraklı teknenin sahiplerinden erkek olanı endişe ile havuzlukta bize bakıyor.Çünkü girerken baştankara yanaştık.Tornistanla çıkarken rüzgar basarsa, kesin sürter bu Türkler bana diyor içinden.Yalnız bizim kendisinden daha kuzeyli (!) olduğumuzu bilmiyor.Halatlar fora,tonoz bırakıldı,batması beklendi.Vira bismillah.Makina tornistan,Tekne vasatına kadar çizgi gibi düz ,vasattan itibaren dümen iskele alabanda.Öyle güzel çıkıyoruz ki pruvamız çıkışa yönelmiş halde ileri veriyoruz.Komşu kuzeyli öylece bakakalıyor.Ne sandın birader Baba Tunca bu.Allah mahcub etmesin.
Başladık boğazı tırmanmaya.Anayelken açık Motor 1500rpm.Sakin seyir modundayız mecburen .Gidiyoruz işte ama adım adım,kadem kadem.Biter inşallah bu boğaz yolları.Epey zaman geçiyor motor bu devirde hararet yapmıyor.Mustafa Reis kesin kararlı boğazdan bir balık çekecek.Ama balıklar birtürlü takılmıyor sahteye.Neyapalım kısmet.
Gelibolu'yu bordalıyoruz. Artık avrupa yakasından gidiyoruz.Kıyıya yakın tırmandığımız için Doğanaslan bankına dikkat etmeliyiz.Sığlığı markalıyan kardinal feneri haritada güneyli.Üçgenler aşağı doğru olmalı ama rüzgardan kopmuşlar.Fakat ilginç olan kaidesinin rengi doğu kardinal renkleri eee! Üçgenler de kopuk millet doğu kardinali zannederse ne olacak.?Hadi gece çakar sayısından (6 kere beyez ışık) anladık. Gündüz bu kardinali pruvamızdan gördüğümüzde rotamızı teknemizdeki manyetik pusulamızın güney yönüne çevireceğiz.Doğuya doğru tırmanıyorsak sancak yapmamız gerekecek ki sığlığa oturmayalım,kayaya çarpmayalım.vs.Doğuya giderken doğu kardinali şamandırası görürsek dümeni nereye kıracağız?
Neyse bereket biliyoruz bilmeyenlere anlattık Doğanaslan bankı kardinaline haritadan da bakarak yol alsınlar.
Epey yolaldık diyeceğim ama emekliyoruz.Hava kararırken Marmara Adasına epey yaklaştık.Bu ada bitmek bilmiyor arkadaş.Yaşlandık buralarda.Dümende sırayla nöbetteyiz.Sağolsun Ahmet sürekli birşeyler ikram ediyor.Şarköy'e yaklaşıyoruz.Bu arada rüzgar sürekli artıyor.25-30knt.larda sabitleniyor.Dalgalar Baba Tunca nın pruvasına çökünce zincirlikten içeriye giriyor.Önkamaranın içindeki zincirliğe açılan kapaktan sular geldiğini Ahmet fark ediyor.Orada bir delik olması gerek diyorum.o delik tıkandıysa sular birikip sintineye gidemiyor kamaraya taşıyor.Ahmet elindeki telle delik bulmaya çalışıyor.Bulsa kesin açacak ama delik yok şaldır şaldır sular ön kamaraya taşıyor.Bu arada dalga okadar sert ki Ahmet "daha sakin rotaya çevir abi duramıyorum." diyor. Tam 180 ° dönüyorum rüzgar iğnecikten geliyor.Mustafa'ya kavançaya karşı hazırlıklı olmasını,başını korumasını söylüyorum.Ahmet havuzluğa geliyor "Delik yok abi olsa bulurdum."diyor.Şarköy barınağına girmeye karar veriyoruz.Harita yardımıyla ve Ahmet'in uyarılarıyla giriyoruz.Bir balıkçı teknesini üzerine başlı kıçlı aborda oluyoruz.Teknede .iki kişi var Ahmet onları tanıyor.Hoşbulduk birası verip biraz sohbetten sonra ben içeri girip.başkamaranın yatak tahtalarını söküyorum ve bingo.
Bizim tamirci dostlarımız zincirlik su tahliye deliğinden duş hortumunu sıkı sıkıya geçirmişler.Delik tamamen tıkalı.Kesip çıkartıyorum adi hortumu.Sular hızla sintineye akıyor sintine pompası anında denize gönderiyor ve sorun bitti.Yanımda çift kompanentli diş ölçüsü almak amaçlı silikon var. Eşit ölçüde karıştırınca birbuçuk dakikada sertleşiyor.Biraz pahalı bir delik tıkama yöntemi ama zincirliğe su girebilecek bütün delikleri kapatıyorum.Artık içim rahat.
Şarköyde biraz oyalanıyoruz.Panayır pazarı gibi biryer var.Hanıma belki küçük bir hediye bulurum diye giriyoruz.Ama her şey heryerde bulunan pazar malları.İlgi çekecek, buraya özgü birşey yok.Biz de Ahmet'in daha önceden uğradığı çay,evde yapılmış yaprak sarma,tatlı vs. satan bir kadının satış tezgahında, adam başı 3 çay,3 paket sarma,1 porsiyon tatlıyı gövdeye indiriyoruz.Mutlu insan modunda tekneye dönüyoruz.Deniz de sanki biraz durulmuş gibi.Yediklerimin ve içtiğim çayların enerjisiyle dümendeyim.Ahmet ve Mustafa içeride uyumaya çalışıyorlar.Biraz açılınca dalgalar büyümeye,rüzgar artmaya başlıyor.25-30 knt arasında sabit ve tam pruvamızdan esiyor.Bazen dalgaya resmen kafa atıyoruz. Tekne sarsılıp duruyor ,sonra tekrar gitmeye çalışıyor.Süratimiz 2-2,5 knt.Gidemiyoruz arkadaş.Sanki arkadan birileri asılıyor.Rüzgarı biraz açılı almaya çalışıyorum yine farketmiyor,Akıntı dereler gibi.Artık moralim bozulmaya başlıyor.İnat etmenin alemi yok.Bu sırada Ahmet havuzluğa geliyor kısa bir durum değerlendirmesi ve Mürefte barınağına girmeye karar veriyoruz.O karanlıkta .Yine Harita yardımı, Ahmet'in yönlendirmeleriyle Mürefteye giriyoruz.İyi ki Ahmet var.Daha önce hiç girmediğim bu barınaklara gecenin 3.30 unda girmeye cesaret edemezdim.Girebildim desem tek başıma bağlanmak ayrı dert olurdu.Uygun olduğunu düşündüğümüz güvenli bir yere bağlanıyoruz.Ahmet ve Mustafa kamarada ben yine havuzlukta uykuya dalıyoruz. Arada uyandığımda dalgaların ve rüzgarın sesini duyup tekrar uykuya dalıyorum.
Gönderen: Mustafa Ertör - 28 Eylül 2019, 00:14:12
Sabah geç kalktık.Gece 4 te yatınca ne olacaktı? Kalktığımız gibi denize baktık.Hava güzel,rüzgar var ama sorun yaratmaz.Dalga çokaz.Hemen kahvaltıya giriştik.Mazot takviyesini bidondan depoya yapıp halatları çözdük.Mümkün olduğu kadar kıyı seyri yapıyoruz.Trakyanın bu kıyıları çok güzel ,yeşil ve düzenli yerleşim alanları var.Tek eleştirdiğimiz yöresel mimari izlerini taşıyan hiç köy evi kalmamış,heryerde beton.
Hoşköy'e gelişimiz hızlı oluyor.Hep kıyı seyrindeyiz.Tam arma yelkenlerimiz açık.Bazen rüzgar uygun oluyor keyfimiz artıyor.Bazen tam pruvadan geliyor.Hızımız düşüyor.Salınım artıyor.Keyfimiz kaçıyor.Koca buruna doğru artık neredeyse yelkenler çalışmaz hale geliyor. Niyetimiz Tekirdağ körfezini içeri girmeden geçmekti ama sadece 1500 rpm.devirle.Çok zor ve uzun sürecek.Koca burun'u biraz açıktan geçip direk Tekirdağ'a çeviriyoruz rotamızı.
Yelkenlerimizin hepsi çalışıyor dümende uzun süredir Mustafa Reis var.Öyle güzel dümen tutuyor hiç kaçırmadan çizgi gibi 6 knt.süratle Tekirdağ sahiline kadar iniyoruz.Bu esnada Tom arıyor.Motorda sorun var mı? Nasılsınız ? Diyor.Tekirdağ sahiline çok yaklaştığımızı sahile birkaç gomina kalınca tramola atıp Marmara Ereğlisi rotasına gireceğimizi söyleyince "Abi oradan tek tramolayla Yeşilköy açığına kadar gelirsiniz." diyor.Rüzgar değişmezse mümkün görünüyor.Artık tramolayı atıyoruz.Hedef Marmara Ereğlisi.Dümen Mustafa Reiste , Ahmet içerde birşeyler hazırlıyor.Akşam karanlık çökeli çok oldu.Allah ne verdiyse Ahmet'in hazırladıklarını yiyoruz.Biraz sonra nasıl uyku basıyor,gözümü açamıyorum.Bana biraz müsade edin deyip içeri geçiyorum.Nasıl uykuysa kafamı koyduğum gibi dalıyorum.Bir hışırtı duyup gözümü açtığımda kamarada Ahmet'i görüyorum.Abi ben de seni uyandıracaktım.Marmara Ereğlisi'ne çok yaklaştık ama İstanbul üzerinde hava kötü görünüyor hazırlıklı olalım diyor.Hemen kalkıyorum.2 saat kadar uyumuşum ama ne uyku,sanki akşam erken yatıp sabah geç kalktığım gençlik günlerimdeki gibi enerji doluyum.Canyeleklerini giyiyoruz ikimizde. Havuzlukta İstanbul'a doğru baktığımda İstanbul'un üstünün simsiyah kalın bulutla kaplı olduğunu görüyorum.Ürkütücü.
Ahmet'e sorular üst üste.
"Hava nekadar zamanda bize ulaşır?"
"Yelkenleri tamamen toplasak mı?"
"Aniden bora yapar mı?
Ahmet'ten cevaplar.
"Ayın doğuşunu beklememiz lazım abi.Belki sıyrılır hava.
Biraz daha ilerleyelim.Duruma göre hazırlıklı olalım ama bence bu hava dağılır. "
Bir çay hazırlıyor Ahmet,yanında bir parça çukulata.Nasıl güzel geliyor."Çayını içince git yat ben çok iyiyim.Dümen benim ."diyorum.Ahmet "Abi ben içeri yatmak istemiyorum.Burda kıvrılırım.Hem sohbet ederiz,"diyor.Biraz sohbet Ahmet geleneksel balıkçı uykusunda kafayı koyduğu yerde hemen uyuyor ama en geç 45 dakika sonra uyanıp önce iskele taraftan sonra sancak taraftan pruvamızı tarıyor.Bana doğru döndüğünde pupamızı kontrol ettiğini anlıyorum."Nasılsın abi dümeni alayım mı?" "Sağol Ahmet'cim iyiyim sen uyu biraz daha."diyorum.Tekrar kafayı koyduğu gibi dalıyor .Bu durum sabaha kadar aynı konuşma tekrar ederek devam ediyor.Bu çocukluktan gelen bir disiplin.Yıllarca uygulana uygulana pekişmiş.Bunun dışında o kadar çok denizcilikle ilgili faydalı bilgi ve alışkanlıkları var ki.En basiti havayı tahmin bilgisi.Biraz önce bahsettiğim İstanbul üstündeki karanlık hava ile ilgili tahmin mesela.Ay doğudan enine iki parmak yükselince "Hava kaldı abi.Hava daha da düşecek ."dedi.Gerçekten sabah alacasında hava tamamen kaldı.Bu arada biz de Ambarlı önlerine geldik Ahmet mutad kalkışlarından birini daha yaptı ve Ambarlı konteyner limanını görünce "Yolu bitirmişin abi " dedi.Yeşilköy barınak önüne kadar anayelkenimiz açıktı. Toplayıp Yeşilköy'e girdik ve bağlandık.Bir taksi çağırdık.İçine doluşup doğru evlerimize döndük.
İşte böyle dostlar .Darısı seneye tekrar başımıza gelsin. Ne güzel olur.
Gönderen: Cemalettin Özen - 28 Eylül 2019, 10:24:47
Bu ara forumda seyir yazılarına takıldım.. Bu yıl denizde uzun seyir yapamadığım için herhalde.
Sizin seyir yazınız da bana ilaç gibi geldi.
Yazıp paylaştığınız için teşekkürler..
Gönderen: Kenan Biçen - 28 Eylül 2019, 11:34:36
Mustafa reis; bu güzel seyri paylaştığınız için çok teşekkürler .Ellerinize sağlık.
Sanırım bir gezinizi ilk defa bu kadar uzun ve detaylı paylaştınız,çok keyif aldık.
Alıştırdınız artık, bundan sonra yapacağınız seyirleri de böyle detaylı bekliyoruz. :)
Baba Tunca'nın dili olsa oda böyle isterdi sanırım, adına yazılan herşeyi fazlasıyla hakediyor.
Gönderen: Mehmet Erem - 28 Eylül 2019, 12:37:14
Tam tadında ve kıvamında...
Gönderen: Mustafa Ertör - 28 Eylül 2019, 16:37:13
Destek mesajlarınız için çok teşekkür ederim.
Gönderen: Hulusi Gülen - 29 Eylül 2019, 16:26:02
Mustafa Reis, termostat konusu artık sizden sorulur. Sayeniz de biz de epey tecrübe biriktirdik.
Bir de detaylı seyir notlarınız çok iyi geldi; viya böyle.
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 30 Eylül 2019, 12:11:43
Bu seyrin bizim katıldığımız bölümüne dahil yazılacak çok şey var aslında, ama benim için önemli olan bir kaç gözlemimi yazayım.
- Öncelikle bir yelkenli tekne İstanbul'a poyrazda bile yelkenle gelebiliyormuş bunu denemiş görmüş olduk ve bu mutluluk verici bir şey. Çoğunluk bu volta volta tırmanmak yerine beklemeyi yada makine kuvvetini tercih ediyor, vakit problemi olmayan için doğrusuda bu zaten. Bu arada dip not yaşadığımız hava koşullarında motor arızası olmasaydı Baba Tunca makine seyriyle bu yolu rahat gelirdi. Uça uça gelmezdi ama dalgaları eze eze gelirdi.
- İkinci gözlemim; Baba Tunca gibi bir teknenin bile zorlandığı hava koşulları oluyormuş ve bu durumda tekne bize inatlaşmayı bırakıp uyum sağlamayı , dönmeyi , yada eylenmeyi öneriyor. İnanın bunu tekne yapıyor, Çok ilginç o hava koşullarında kolayına dönünce yada eylenmeye kalkınca , traverse çıkınca , her şey rahatlıyor.
- Üçüncüsü Mustafa ile aramda geçen diyalog,
- Uzun süredir Dümende olan oğluma soruyorum.
- Hava kaldı galiba , nedir durum ? kaç esiyor?
- Cevap şu; gayet soğuk bir ses tonuyla
- Hımm, sanırım kaldı , 21 esiyor bir süredir.
İnsan sanırım uzun süre yüksek havaya maruz kalınca alışıyor, normal gelmeye başlıyor.
- Dördüncüsü Yine Mustafa ile aramda geçen diyalog,
- Cumartesi sabah erken İstanbul'a geldik, ben işe gittim Mustafa uykuya. Akşam eve gidince hala uyuyan Mustafa'ya soruyorum.
- Yarın hava güzel olacak , Bidarka'yla Çam limanı yapalımmı? Biraz yüzeriz diyorum.
- Yorganın altında kafayı çıkaran Mustafa da cevap şu " ben bir süre yelkenli tekne görmesem iyi olur"
- Beşincisi, paylaşılan her bilgi çok önemli, özellikle küçük teknelerle , yalnız yada aileleriyle seyir yapan insanların deneyimleri inanılmaz kıymetli. Elimizin altında bir sürü pilot kitap, chartplotter, navionics falan var. ama şimdiye kadar hiç girmediğimiz Mürefte Barınağa gireceğiz. Hava sert, gecenin bir yarısı, zifiri karanlık, uygun bulduğumuz yere bir kerede yanaşmak lazım. Hiç uğraşmıyorum ve değerli dostumuz İsmail Oruç'un bloğunu açıyor, Mürefte hakkındaki yorumunu okuyorum ve iş bitiyor. Daha önce defalarca girdiğimiz yer gibi girip bağlanıyoruz. Teşekkürler İsmail Abi.
- Altıncısı ve sonuncusu, profilimde bir zamanlar kendimi tanıtırken "deneyimli bir reisin yanında sudan gidilen her yere giderim" diye yazmıştım, baktım hala duruyormuş. O deneyimli Reislerden biri işte Mustafa Abimiz. Sen daha çok yaz abi, eline sağlık.
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - 30 Eylül 2019, 13:01:08
Gönderen: Aziz Eryavuz - 30 Eylül 2019, 13:48:10
Ve bu ikiliye dikkat diyorum. Mustafa_ Ahmet. sizden öğreneceğim çok şey var. Bir de ben fırsat bulup sizinle seyir yapsam ahh. :)xx :)xx :)xx
Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu - 03 Ekim 2019, 13:07:01
Bir de ben fırsat bulup sizinle seyir yapsam ahh. :)xx :)xx :)xx
Abi isteyin yeter ki , tekneler dostlarla seyire her zaman hazır. Ama bir türlü birlikte seyir yapamadık, eş zamanlı sizde kendi teknenizle denize açılınca ayrı teknelerde olduk.
Gönderen: Mustafa Ertör - 03 Ekim 2019, 13:23:47
Ahmet benden önce davrandı.