Heyamola Hey
Bahriye Mektebi => Demirler ve Demirleme => Konuyu başlatan: Erman Yerman - 20 Haziran 2019, 16:37:36
-
Soru Ece ve Mücahit'in Bencik koyundaki kıçtan kara tecrübelerinden ve benim de her seferinde kıçtan kara bağlanmayı neden tercih ettiğim üzerine düşünmemle aklıma geldi...
Tüm değişkenlerin sabit olduğu, yani bizi alargada sadece demir üzerinde veya kıçtan kara bir ağaca veya kayalıkara bağlanmayı zorunlu kılmayacak bir koyda siz olsanız ne yapardınız? bunu çok merak ediyorum.
Diyelim ki, Bozukkale'deyiz..
https://earth.google.com/web/@36.57260581,28.01286398,-0.18876042a,806.42739285d,35y,0h,0t,0r (https://earth.google.com/web/@36.57260581,28.01286398,-0.18876042a,806.42739285d,35y,0h,0t,0r)
Rüzgar, akıntı, dalga, derinlik vs. şartlar hem alarga hem de kıçtan kara olmak için oldukça müsait. İlkin düşündüğümde uygun bir derinlikte demir atmak daha mantıklı geliyor. Tarasanız bile toparlamak için vakit var, mahremiyet oranı artıyor, börtü böcek uzak oluyor vs. kıçtan karada ise öte yandan, bordadan ve kafadan gelecek beklenmedik havalar nedeiyle çapanın taramasıyla tekneyi bir anda karada bulmak işten bile değil ama buna rağmen ben kendimi biliyorum ki 100 defa olsa 100 defa kıçtan kara olurum. Hele de teknenin altında dip kayalıksa; bana eğlence çoksa..
Siz ne yapardınız? Ne yapmak lazım gelir?
-
Denizci misin? Keyifçi mi?
Denizciysen alarga: çünkü tekne her zaman rüzgara baş verir. Üzerindeki kuvvet minimumdur ve eğer kaçna gerekirse tek noktadan bağlı olduğun için bir şekilde kurtulur gidersin.
Keyifçiysen kıçtan kara: çünkü ağaçların ya da taşların dibindesindir. Manzara daha keyiflidir. Altındaki su 3 metredir, rengi nefistir. Yüzdüğün alan iki kıç halat sebebi ile sanki sana özel gibidir.
-
Denizci olmak için çıktığım bu yolda farkında olmadan keyifçi oluvermişim ;D ;D ;D
Halbuki geçen haftasonu gecenin bir vaktı Kızlarhamamı koyuna tek başıma gidip de, bir de bizim kızı tek başıma kıçtan kara bağlayınca kendimi bayağı bir denizci hissetmiştim. C:-)
Neyse yapacak bişe yok, bizim kayık da, biz de zaten keyfimize düşkünüz, yalan yok..
-
Sen benim yorumumu ciddiye pek alma yine de ;)
-
Alargaya ufak ufak alışsak iyi olacak. Geçen sene Hisarönü Bencik’e giren bir SG botu ağaçlara bağlanma yasağını teker teker teknelere hatırlattı. Bazı koylarda kıçtan kara yapacak kaya vs pek yok.
-
Çok ama çok özel bir sebep olmadıkça alargacıyımdir ve kıçtan karada kendimi hep huzursuz hissederim.
-
Çok ama çok özel bir sebep olmadıkça alargacıyımdir ve kıçtan karada kendimi hep huzursuz hissederim.
Bütün yazı Sığliman’da huzursuz mu geçiriyorsun yani? :o
-
Elbette alarga tercihimdir.
Ancak bunu koyun genişliği dip yapısı ve tekne sayısı belirliyor.
Kalabalık bir yerde kıçtankara iskele gibi mahremiyetten uzak oluyor.
-
Kıçtan kara yapılacak yerlerde bulunmadım hiç, bulunsam belki de ben de onu tercih ederdim. ama şimdilik alarga dışında bir şey bilmiyorum.
Ama güvenlik ve denizcilik açısından bir değerlendirme yaparsak , bana göre de Matay Reisin dediği şekliyle doğrudur. Alarga hem güvenli, hemde tekneyi yormayan bir demirleme yöntemidir. aykırı yönlerden rüzgar gelmeyeceği için koç boynuzlarına falan binen yük minimum olacaktır.
-
Çok ama çok özel bir sebep olmadıkça alargacıyımdir ve kıçtan karada kendimi hep huzursuz hissederim.
Bütün yazı Sığliman’da huzursuz mu geçiriyorsun yani? :o
Sığ liman demek hep alarga demek.😁
-
Tartışmasız alargayı tercih ediyorum.
Öncelikle kendimi daha güvende hissediyorum.
Tarama ihtimalinde geniş alan, bol zaman.
Daha zahmetsiz. Oldu olmadı. Aaa, rüzgar bordadan basıyor açmaz alayım filan derdi yok.
Zaten Sığ Liman gibi yerlerde karaya çıkacaksam, tekne yedi yerinden bağlı gibi.(Kaan abi orada)
Genellikle de illa göz kulak olacak birileri oluyor.
Mahremiyet tarafı ise paha biçilmez. Hem sunset daha keyifli oluyor.
-
Matay reisim, aşkolsun, asıl dikkate alıp cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim..
Konunun bugüne dek pek de tartışmaya açılmamış olması zaten büyük çoğunluğun "denizci" olduğunu ve alargayı tercih ettiğini gösteriyor sanırım ::)
Bense yakın zamanda tenezzüh teknesine terfi etmeyi planlıyorum :P
Şaka bir yana, Kıçtan karanın kesinlikle bizleri daha huzursuz ettiği kesin; bir de insanların yoğun olduğu koylarda huzursuzluk başka boyutlara da taşınabiliyor.
Bizim buralardaki koylar ekseriyetle gündoğusuna açık olduğundan kıçtankara gecelemelerimde ne zaman gündoğusu esse sabaha karşı uyku haram oluyor ama işte gün boyu çevrede gezinen balıklar, kıyıda su altındaki canlı dünya, yani açıkçası denizde daha çok eğlenmek istediğimde, denizle daha haşır neşir olmak istediğimde kıçtan kara hep daha cazip oluyor..
Bu kıçtan kara işi için daha önce çok küçük ebatta bir bot çapasını el altında tutuyordum, şimdi ise aşağıdaki kasap askıları gibi küçük çapalardan da bulundurmayı düşünüyorum teknede; zorlu şartlarda tekneyi terk etmeden, kıyıya olabildiğince yanaşıp bir el incesiyle bu çapayı fırlatıp kayalıklara tutturabilirsem en azından koltuk halatını alana kadar teknenin kıçını daha rahat tutabileceğimi düşünüyorum..
(https://www.eastmarine.com.tr/images/thumbs/0012531_cipa-semsiye-inox-304-039-kg.jpeg)
Günün amiyene tabiri ile "Alarga can, kıçtankara heyecandır"
-
Erman,
O düzenek Sarıyaz'da kuruldu bile... Aynı gösterdiğin 4 tırnak krom demir ve 20 metre yüzer halat ile...
Sorunu söyleyeyim mi? Atınca hedefi tutturmak çok zor. Hele bir de yanlış yere takılırsa, ... :o
Ama faydası ne: işi az bilen birini gönderip, izbarço filan uğraştırmıyorsun. "Tak bir yere" diyorsun, sonra sen istediğin gibi sağlama alıyorsun.
-
Kanca kullanmak Fethiye'den çıkan küçük (8-12m) günübirlik teknelerin favori yöntemidir.
Zamanla yarışıyorlar çünkü. (10:00-17:00 arası 5-6 koy, 2 saati gidiş dönüş zaten)
Koya tam yol bodoslama girerler, kıyıya 40-50m kala demiri fundo ederler (çoğu zaman sadece halat), kıyıya 10-15m kala halatı/zinciri aganta ederler, demirin üstünde el freni yapılmış araba gibi döner, kıçı kıyıyı yalarken ustaca bir kerede kancayı kayaların arasına atar ve 30sn sonra motor stop tüm yolcular denizde! :D
başka da bir koltuk almazlar.. incecik halat ve ucunda minnak bir krom kanca ile dururlar 45dk-1saat kadar.. sonra vınn..
Bu kısmını anlıyorum da hemen her defasında bu kancayı yine denize girmeden teknede nasıl sallayıp kurtardıklarını çözemedim henüz! :D (bir iki kere kıyıya yakın misafirlerden rica ettiklerine denk geldim sadece..)
Biraz daha büyük (13-15m) günübirlikler ise koyların derin ve pasarellalarının uzun olması avantajı ile yukarıdaki aynı yöntem ile kıyıya yanaşır, pasarellanın ucundan gemici kıyıya atlar, koltukları bağlar, geri biner, tekne az ileri gidip demir lava edilir.. yine suya giren çıkan yok! :D
bu arada Göcek bölgesinde iseniz alarga diye bir seçenek yok zaten..
sadece üç yer var alargaya uygun (boynuzbükü, kille iskelesi, domuz adası simavilerin eviyle küçük ada arası) onlar da sezonda hep kalabalık.
-
....
bu arada Göcek bölgesinde iseniz alarga diye bir seçenek yok zaten..
sadece üç yer var alargaya uygun (boynuzbükü, kille iskelesi, domuz adası simavilerin eviyle küçük ada arası) onlar da sezonda hep kalabalık.
Bu çok doğru ve atladığımız bir konu. Hisarönü’nde de alargalık yer çok az. Kıyılar dik ve çabuk derinleşiyor. O nedenle kıyıya iyice sokulmak gerekiyor. Bir de yoğun talep olunca mecburen otopark gibi yanyana dizilmek zorunda kalınıyor.
-
Deli cesareti gösterip ilk kiralama tecrübemizi kaptansız yaşayınca teknedeki ilk gecemiz hisarönü çamurlu koyunda alarga idi. Unutamıyorum o geceki ıssızlığı, sessizliği ve güzelliği... teknenin "doğal" duruşu zaten alarga... adı üstünde a larga... large, geniş, rahat... :)
-
Alarga. Özellikle de güneyi açık koylarda. Meltem akşam güneye döndürür ayın doğuşunu seyrederiz, sivrisineklerin kapsama alanından uzaklaşırız. Daha bir güvende hissederiz. Tararsa Anchor watch öttüğünde paniğe gerek yok. Sabah da karaya döndürür meltem.
Kille, İnbükü, Selimiye. Tonoz varsa kıçtan kara da olabilir.
-
İngiliz Limanı'na girdiğimizde 3 tekne vardı. Hepsi kıçtan kara idi. Biz alarga tercih ettik. Demir attıktan beş on dakika sonra daldık ve demiri kontrol ettik. Tamamen gömülmüştü. Gece rüzgar çok zayıftı. Yön değiştirdiği zaman biz de döndük ama demir tam gömülmüş olduğu için güvende hissettik. Tüm alarga yerlerimizde dalıp demiri mutlaka kontrol ettik.
Çökertme Koyunda ve Bencik Koyunda tekne sayısı daha fazlaydı ama yine de kalabalık değildi. Tüm tekneler kıçtan kara olduğu için biz de bağlanma raconuna uyalım diye kıçtan kara olduk. Kıçtan kara ikimize de güvenli gelmedi. Ece bizim yedek çıpayı atmayı önerdi ama çıpa ağır olduğu için gözüme meşakkatli göründü. Demek ki bot çıpasıyla kolayca bağlanılıyormuş.
Hisarönü ve Gökova koylarının yaz halleri bilmiyorum. Sezonda bizim çam limanının iğne atsan denize düşmez halleri gibi kalabalık bir koy olmaz herhalde. O nedenle mümkünse alarga kalmayı tercih edeceğiz gibi görünüyor. SG görsün ya da görmesin ağaca bağlanmayı da istemeyiz. Yanlış anlamadıysam Mehmet Cömert Reisimiz Oklukta sürekli kaldıkları zaman ağaçlara bağlanmamak için kazıklar çaktıklarını söylemişti. Bu çok ince bir davranış. Demirimiz tam gömüldüğü zaman rüzgar dönse bile demirin taraması zor. Anchorwatch programı faydalı bir uygulama. Ama aynı koyda kalan başka birisi bu programı kullanmıyor olabilir, demirinin tutup tutmadığını da kontrol etmemiş olabilir. Alargada ya da kıçtan kara olun. tarayıp sizin güvende sandığınız teknenize çarpabilir. Yani diyeceğim o ki, alargada kalan tekne diğerlerini tedirgin edebilir. İki ucu pis değnek gibi bir durum. Alarga sevdiğimiz halde yerine göre kıçtan kara olmamızı gerektirecek haller de olacaktır. Bağlanmaktan korkmamak lazım. :)
Bir konu daha var. Biz her iki durumda da tüm usturmaçalarımızı indirmiştik. Kaldığımız tüm koylarda gözlemlediğimiz ise bir çok teknenin usturmaçalarını indirmedikleriydi. Hatta Bencik'te sahibinin sıkıca bağladıktan sonra tekneden ayrıldığı anlaşılan boş bir tekne vardı. Onun usturmaçaları bağlı bile değildi.
-
Bizde, eğer kıyıda bir iskele varsa hanım ve çocuklar mutlaka iskeleye bağlanmak isterler.. (haliyle emir demiri keser) :)
İskeleye kıçtankara olurken eğer 2 kişiysek, önce rüzgarüstü halatı verip, volta edildikten sonra yarım yol motorla ileri yolda iken ben gidip tonoz halatını bağlarım, sonra kolayca diğer işlemleri yaparız.
Önemli nokta; kıçtankara manevrasına başlamadan tüm hazırlıkların önceden yapılmış olması ( kakıç güvertede hazır, usturmaçalar indirilmiş, halatlar koç boynuzuna volta edilmiş ve roda edilmiş halde ) ve görevlerin kafa karışıklığına mahal vermeyecek netlikte yapılmış olması gerektiğidir.
-
Yanlış anlamadıysam Mehmet Cömert Reisimiz Oklukta sürekli kaldıkları zaman ağaçlara bağlanmamak için kazıklar çaktıklarını söylemişti. Bu çok ince bir davranış.
Mücahit cim;
Kaya yada uygun bağlanma yeri olmıyan alarga da yapamıyacağımız koylarda kullanmak için 1.20 mt uzunluğunda 24 mm çapında 2 adet demir kazık ve balyoz taşıyoruz teknemizde .Böyle bir durumda geçici bir alarga noktasında demirleyip bot ile giderek uygun yere kazık çakıp bağlanıyorum. Giderken üzerine halat dolayıp döndürerek gevşetip başka yerde kullanmak üzere götürüyoruz.Devamlı yaşayınca ihtiyaçlar sonucu bazı teknikler gelişiyor .
,Ayrıca bahsettiğim Yücel restoran karşısın da ki sahilde bir çok denizci arkadaşın çakarak bıraktığı kazıkları görebilirsin.
-
Yanlış anlamadıysam Mehmet Cömert Reisimiz Oklukta sürekli kaldıkları zaman ağaçlara bağlanmamak için kazıklar çaktıklarını söylemişti. Bu çok ince bir davranış.
Mücahit cim;
Kaya yada uygun bağlanma yeri olmıyan alarga da yapamıyacağımız koylarda kullanmak için 1.20 mt uzunluğunda 24 mm çapında 2 adet demir kazık ve balyoz taşıyoruz teknemizde .Böyle bir durumda geçici bir alarga noktasında demirleyip bot ile giderek uygun yere kazık çakıp bağlanıyorum. Giderken üzerine halat dolayıp döndürerek gevşetip başka yerde kullanmak üzere götürüyoruz.Devamlı yaşayınca ihtiyaçlar sonucu bazı teknikler gelişiyor .
,Ayrıca bahsettiğim Yücel restoran karşısın da ki sahilde bir çok denizci arkadaşın çakarak bıraktığı kazıkları görebilirsin.
Mehmet Abi,
Doğru anlamışım. Siz gerçek bir doğa sever, örnek bir denizcisiniz. Yaptığınız iş biraz zahmetli olsa da kesin çözüm. Ayrıca benzetmek gibi olmasın :) tekneyi sağlam kazığ(lar)a bağlayarak kendinizi de garantiye alıyorsunuz. Haddim olmayarak tebrik ediyorum. Viya böyle.
-
Gökova’ya yolu düşenler için, Değirmen Bükü İngiliz Lm girişinde iskelede kalan çamların arasında kesilmiş ağaçların yerden 15-20 cm uzunlukta kalan parçaları var. Koltuk almak isteyip de ağaçlara bağlamayanlar için pek uygun.
-
Bunu sanki mürettebatın genel veya o anki ruh hali belirliyor. Alargada herkesin büyük keyif aldığını ve zevkten öldüğünü sanırken telefonda oğluyla konuşan bir misafirimin şöyle dediğine şahit olmuştum: Deniz ortasında mahsur kaldık, bi yere çıkamıyoruz!
Ya da Patmos'ta tüm misafirlerin böyle bir adada olduğu ve hemen taksiye, tepedeki manastıra, kafelere ve mekanlara ulaşabilme kolaylığına bayılacağını düşünürken "biz ıssız bir yerde ay ışığı altında bir tatil geçirmek istiyoruz!" dilekçesiyle gelmeleri gibi.
İki durumu da 1 hafta arayla yaşadım.
Bu arada Mücahit beyle ayaküstü tanışma imkanı bulduk, bu vesileyle kendisine tekrar selam ve sevgilerimi yolluyorum, Palamutbükü rakı kafasıyla ve geç saat sebebiyle çok sohbete giremedik.
Herkese selamlar sevgiler.
-
Yunnistan'da görmüştüm. Kıçtankara bağlanmaya hiç uygun olmayan kaygan zemin granit gibi kayaların aralıklarına beton dökerek yaklaşık 1 metre gemi zincirlerini kayaya gömmüşlerdi. Bence bizim birçok koyda yapılabilir.