Heyamola Hey
Bahriye Mektebi => Makina => Konuyu başlatan: Murat Ayduk - 05 Şubat 2018, 14:51:05
-
Merhabalar,
Bu haftasonu İstanbul'da malum lodos vardı. Hava çok soğuk olmasa da deniz suyu sıcaklıkları düşüktü.
Gözüme çarpan bir hususu siz korsanlara da sorayım istedim.
Cumartesi günü tekneye gittiğimde webastoyu çalıştırdım, üç dört saat ailece içeride vakit geçirdik. Webasto tabi içeriyi çok güzel ısıtıyor; lakin dolap içleri, çekmece içleri, makine dairesi gibi daha kapalı yerler soğuk kalıyor. Teknenin içi ısınırken, buraların ısınması için çok daha uzun zaman gerekiyor.
O gün deneyimlediğim konu da; bu kapalı yerlerde soğuk olan materyallerin üzerinde yoğuşma olması. Özellikle kapaklarını ilk açınca değil de, açıp içine sıcak havanın girmesiyle oluyor. Mesela makine dairesini açınca motor soğuk olduğu için üzeri yoğunlaşma yaptı. Aynı şekilde teknenin su değmeyen borda kısmında değil de; soğuk su ile temas halinde olan karinasının iç taraflarında yoğunlaşma gördüm. (Zaten farş tahtalarını kaldırdığınızda altlarının buzdolabı gibi olduğu hemen belli oluyor)
Bu arada teknenin ısınan açık hacminde hiç bunlar olmuyor.
Şimdi sorum: Webasto açık yerlerdeki havayı kuruturken, kapalı ve soğuk yerlerde yoğunlaşma mı yapıyor?
Notlar: Teknemde nem yoktur, hatta olmaması ile de övünürüm. Hygrometre ile sürekli takibini yapar, tabandaki posta altlarına dahi parmakla muayene yaparım. Eşim çok takıntılı olduğumu düşünüyor :) Hygrometre verileri tekneye ilk geldiğimde 55-60 aralığında olur hep. Hiçbir zaman nevresim vs gibi şeylerin nemlendiğine şahit olmadım. Yani konuya cevap verecekler için bulgular arasında teknede havada olan nemden başka nem unsuru yok demek istiyorum.
-
Teknecilik ile değil de meslekten örnek versem daha iyi olacak.. Çelik konstrüksiyon evlerin en önemli problemi ve şimdilerde de sıkı izolasyonlu pvc camlardan dolayı evremizde de özellikle alçıpan duvar köşelerinden başlayan, Çünkü içinde metal köşebent var.. (Bunların plastikleri var o kullanılmalı bu arada ) yoğuşma yapmakta.. Özellikle insan nefesi de önemli bir nem içeriyor unutmayalım.. Yoğuşmanın vebastonuz ile bir ilgisi yok yani.. Yaptığı tek yanlış ısınan ve nemlenmiş havayı fan ile üflediğinden sıcak hava soğuk yüzeylere çarptığında nemini bırakıyor..
Sorun vebastonuzda değil yani.. düşük fan deviri ile çalıştırırsanız daha az yoğuşma olur soğuk havalarda..
Aman yanlış anlaşılmasın yine.. Gel de soba diye ısrar etme şimdi.. Soba olsaydı çok daha düşük yoğuşma olurdu.. ;)
Bir de ahşap teknelerde yoğuşma olmuyor ya da önemsenmeyecek derecede az oluyor.. ;)
Fiberlere şu bildiğimiz köpüğü sıkıp, niye ayrıca bir izolasyon yapmıyorlar merak ederim hep..
-
Webasto, veya herhangi bir ısıtıcı, tek başına havayı kurutmaz veya ıslatmaz. Havadaki toplam nem miktarı kg/hacim cinsinden sabit kalır.
Ama; ısınan havanın taşıyabildiği nem miktarı artar. İnsanların nefesleri, terlemesi, çay demlenmesi gibi sebeplerden içerideki nem miktarı kg olarak artmaya başlar. Bu hava soğuk köşelere ulaştığında, soğur, nem taşıma kapasitedi düşer ve yoğuşma oluşur.
-
Cem beye katılıyorum.
Webasto ve benzerleri ( bende Eberspaecher var ;- insan dünya çapında satacağı bir mala nasıl böyle bir isim verir ? :o) nemi kurutmaz veya arttırmaz. Elektrikli ısıtıcilar da ortamdaki nemin oranını değıştirmez. Gazlı ( LPG) ısıtıcılar ise yanma esnasında bir miktar su buharı da çıkardıklarından nemi arttırırlar.
-
Yani?
Nemi gidermek için lumbozları aç, içerdeki havayı ısıt, öyle mi?
-
Açık alevli ve bacasız yanan yakıtlar su buharı üretirler. LPG, mazot, benzin, gaz, kağıt, odun yandığında yakıt içindeki karbon karbondiokside ve karbonmonokside, hidrojen ise suya dönüşür. Bu nedenle tekne içinde adı ne olursa olsun açık alevli ısı kaynağı kullanılmamalıdır. Su buharı bunlardan en zararasızıdır. Karbon dioksit ve özellikle karbon monoksit ise öldürcüdür. Yakıt türü ne olursa olsun, yakıp bir baca ile atıkları tekne dışına atılmalı ısısı ise tekne içinde tutulmaya çalışılmalıdır.
Webasto gibi ısıtıcılar, aynı bir soba gibi mazotu bir kap içinde yakarlar ve gazları egsozdan dışarı atarlar, odanon çevresinden geçen hava ise ısınıp tekne içine verilir. Yanan yakıtın artıkları dışarı atıldığına göre bu tür ısıtıcılar rutubet üretmezler.
Ocak üzerine tuğla veya benzeri cisimler koyazrak ısınmaya çalışmak da açık ateş olduğundan yukarıdaki gazları üretir. Tuğlanı tek yararı, ısıyı depolayarak söndürdükten sonra da ısı yaymaya devam etmesidir ama kamarayı aynı derecede ısıtmak için yakmanız gereken yakıt miktarı değişmez.
-
Peki bu yoğuşmayı nasıl engelleyeceğiz? Ya da engelleyemeyecek miyiz?
Teknenin soğuk yerlerinde yoğuşma yaptırıyoruz, ileride pas, korozyon vs vs ile karşılaşmamak için illa ahşap tekne mi almamız gerekiyor :)
-
Isınan hava soğuk havaya oranla daha fazla rutubet taşır. Tekneyi yeteri kadar ısıttığınızda buharlanan yerler de ısınacak ve rutubet tekrar havaya geçecektir. Webasto ortama daha fazla su buharı eklemediğine göre ısıtmayı kestiğinizde rutubet aşırı artmayacaktır. yoğuşma olan yerlerde tekne malzemesi ne olursa olsun yoğuşma oluşacaktır. Bu yoğuşma doğrudan paslanan malzemeler üzerinde olmadığı sürece paslanma ve korozyonda bir artış olmayacaktır.
-
Yani?
Nemi gidermek için lumbozları aç, içerdeki havayı ısıt, öyle mi?
Belki burada konuyu ikiye ayırmak veya havalandırma için yeni bir başlık açmak lazım. Sanki ısıtma ve havalandırma birbirine karışır gibi oldu.
Nemle savaşmanın bir yolu da elbet havalandırma.
Benim teknemde bulunan 2 manika sürekli bir parça havalandırma sağlasalar da bu yeterli değil ( bu arada 80lerin ortasına, belki 90lara kadar her standart teknede de bulunan manikalar yeni tasarımlarda niye yok edildiler ; bunu anlamış değilim ). Bu nedenle teknedeki 3 Lewmar hatch daima o bir parmaklık havalandırma konumunda yaz kış sabitler ( eşimden en çok azarı da tekneyi yıkarken bunları kapatmaya üşendiğimden ; eşim içerdeyken bu hatchlarden şakır şukur su girmesinden işitirim : ama derim kalındır benim...).
Bu kadarlık bir havalandırmanın da yetmediğıni fark ettiğimden WC lumbozu tamamen, hatch'i de yarım, yaz kış açıktır. Bu nedenle hele kışın aşırı yağmurlarda tekne komşularım veya dikkatli marina çalışanlarından telefonla çok uyarı almışımdır : " hatch ve lumbozu açık unutmuşsun içeri şakır şakır yağmur giriyor " diye...WC bölmesini içerde duş yapılmasına izin verecek biçimde yaptığımıza göre, senede 3-5 kere yağmur suyuyla ıslanmasında bir sorun yok, kurur nasılsa diye cevap veriyorum ben de. Bunun tek sakıncası belki senede bir kere Afrika tozlu yağmur yağarsa WC bölmesinde kurumuş kahverengi toz akıntıları oluşması. Bir ıslak bezle silmek dakikalık iş.
Tekneye uzun zaman uğramayacaksam tüm kabin kapılarını ( yapılırken havalandırma için ızgara yaptırmış olmama rağmen ) açık bırakıyorum. Yine büyük olanları ızgaralı olmalarına rağmen, tüm dolap ( mutfak ve kamarada ) kapılarını açık veya aralık bırakıyorum. Salonun ortasındaki farş tahtalarından birini kaldırıp kenara koyup sintinenin de havalanmasına dikkat ediyorum.
Teknem pek yeni, motorum ciciyken ( ve teknenin kredi borcu henüz devam ederken...) motorun ön yüzünü örten ve amortisörlü destekleri olan açılır kamara giriş merdiveninin kilidine bir ince halat bağlıyor ve tekneyi terk ederken havuzluktan bu halatla merdiveni 90 derece havaya kaldırıp motor bölmesini de teknenin iç alanına dahil edip sürekli havalanmasını sağlıyordum, artık üşeniyorum.
Eski teknem daha fazla rutubet alır tipteydi, onda minde ve yatakları da sırtları üzerine dikine kaldırıp bırakıyordum. Bu teknede döşeme ve yataklarda hiç nem veya küf görmediğimden bunu yapmıyorum.
Tekneden çıkarken tüm bu işleri yapmak sanırım 2-3 dakikamı ancak alıyordur. Tek kötü yanı tekneye tekrar geldiğinizde ( hele yanınızda misafirler varsa..) teknenin ilk andaki görüntüsünün biraz dağınık, polisiye filmlerdeki kötü adamlarca aranmış evler gibi görünmesi...
Ama bu sayede aylarca kapalı bile kalmış olsa içinde hiç koku ve rutubet olmayan bir kayığınız oluyor.
-
Birde hemen hemen her markette satılan nem tutucular var. İşe yarıyorlar..
-
Birde hemen hemen her markette satılan nem tutucular var. İşe yarıyorlar..
Senin bizden bi soonaki tüketim toplumu çocuğu olduğunu unutmuşum...Bizim zamanımızda anamız babamız efem paket sicimlerini, şişe mantarlarını saklardı.
Elbette parasını verip çözüm üretmek de olası ;D
-
Pirinç de mi olmaz? Yok yahu o da marketten alınıyordu.. !O__ !O__
-
Pirinç de mi olmaz? Yok yahu o da marketten alınıyordu.. !O__ !O__
Marangozhanelerden şerit altı talaşı al, bayağı farkeder.
-
bende yok öyle sorun.. ;)
-
Manikaların ağzı esen rüzgara mı bakmalı yoksa tersimi olmalı?
-
Manikaların ağzı esen rüzgara mı bakmalı yoksa tersimi olmalı?
Eski salyangoz tipleri soruyorsan , duruma göre ayarlayabilirsin, dönebiliyor onlar.
Normalde yazın rüzgara bakar , kışın da tersine.
-
Manikalar genelde rüzgara bakacak şekilde konumlandırılırlar. Bir başka kullanma yöntemi de baş ve kıça yakın manikaların ters konumlandırılmasıdır. Baştaki manikalar rüzgar altına çevrilir, kıçtakiler ise rüzgara döndürülür, böylece hava kıçtan girer, baştan çıkar.
Seyir sırasında da aşırı serpinti gelmesi nedeni ile su girme olasılığı olduğundan ters çevrilebilirler.
Kıçtaki manikaların kamarada tutunmak için kullanılan borular vasıtası ile sintineye yönlendirildiğini bir teknede gördüm. Hava kıçtan girip sintineden geçip baştaki manikalardan çıkıyordu.
-
Webasto, veya herhangi bir ısıtıcı, tek başına havayı kurutmaz veya ıslatmaz. Havadaki toplam nem miktarı kg/hacim cinsinden sabit kalır.
Ama; ısınan havanın taşıyabildiği nem miktarı artar. İnsanların nefesleri, terlemesi, çay demlenmesi gibi sebeplerden içerideki nem miktarı kg olarak artmaya başlar. Bu hava soğuk köşelere ulaştığında, soğur, nem taşıma kapasitesi düşer ve yoğuşma oluşur.
Birkaç ilave..
Öncelikle konuyu Dış Ortam ve İç Ortam olarak düşünüp, ikisi arasındaki ilişki göz önüne alınmalıdır. Ayrıca havayı da aynen su ihtiyacı hisseden bir canlı gibi düşünmek gerekir.
Havalandırma ve nem ilişkisinde en önemli konu, iç ortamdan attığınız havanın yerine ne koyduğunuzdur. Havalandırma işlemi dış ortamın en soğuk olduğu anda yapılırsa, iç ortama transfer edilen nem miktarı minimum olacaktır. Havanın dış ortamda günün en sıcak olduğu anında yapılan havalandırma, gece hava soğuduğunda iç ortamda da çiğ gibi yoğunlaşmalara neden olacaktır.
Bu konunun sanırım en etkili çözümü sabaha karşı kısa bir süre çalışan zaman ayarlı bir küçük aspiratör. Nemini bırakmış havayı nispeten dış ortamdan izole edilmiş tekne içine transfer etmek. (Kışlamada bırakılan tekne için tabii bu yorum.)
-
ters L şeklinde Ağızları huni gibi kocaman ve esen rüzgarın yönüne göre kendi kendine hareket edebilen manikaları sormuştum
-
ters L şeklinde Ağızları huni gibi kocaman ve esen rüzgarın yönüne göre kendi kendine hareket edebilen manikaları sormuştum
Salyangoz işte onlar. Rüzgarın yönüne göre kendileri hareket etmiyorlar. Kendiniz çeviriyorsunuz. Durduğunuz yada seyir halinde olduğunuz pozisyona göre yönlerini değiştiriyorsunuz.
O kendisi dönenler aspiratör yada soba bacası ağzı olanlar.
-
Seyir halinde iken hava girişi ne tarafa bakmalı? bence dalga serpintisi ile içeriye deniz suyu girmemesi için kıça bakması gerekir diye düşünüyorum
-
Doğru bir manika yönü ne taafa bakarsa baksın içeriye su almaz. Manika normalde dikdörtgen bir kutunun üstüne monte ediilir. Dışa açı kısmı yani manika dikdörtgenin kıça yakın kısmındadır. Hava manikadan girer, kutunun içinden geçer başa yakın havalandırma deliğinden tekne içine geçer. Su geldiğinde ise (dalga) manikadan içeri su girer, kutu içine dolar, ancak teknedeki havalandırma deliğinin yüksekliği olduğundan bu eşiği aşamaz ve kutunun altındaki yarıklardan güverteye boşalır, aşırı dalga nedeni ile çok fazla su girişi olursa giren suyun miktarı sürekli ve çok olacağından tahliye delikleri yetersiz kalabilir ve tekne içine su girebiir. Benim kullandıklarımda hiç bir zaman tekne içine su girmedi, sanırım fırtınada orsa seyri yapılacaksa manikaları kıça doğru çevirmek hatta kamara içinden havalandırma deliklerinin kapaklarını kapatmak gerekebiilr.
-
https://www.diy-wood-boat.com/Dorade.html adresinde su kapanlı bir manika çizimi var. Aslında girişin diğer yöne bakması lazım ama içine tampon koyarak suyun sıçramasını engellemeye çalışmışlar.