Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Sen sus , gözlerin konuşsun..

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#75: 29 Temmuz 2017, 09:17:16
Sabah , Ali abi bot ile geldi. Civadradan başkaca bir zarar varmı kontrol etti. Şükür yok. Havuzlukta oturduk. Çay ve beraberinde petibör bisküvi yiyoruz. Ali abi çok üzgün.

Abi üzülme , zaten çatlaktı, bu sene değiştirecektim. Hem demiri taşımayacak kadar narindi. Guletlerdeki gibi admiralti çapayı taşıyacak kadar güçlü, gerektiğinde üzerinde yürünecek bir civadra lazımdı zaten. Vesile oldu. Esas sana bir şey olmadı dah önemli.

Ne yapacaksın ? Diye soruyor Ali abi.

Abi sen merak etme, zaten 1m. Geriden kırılmış. Şimdi ben onu kısaltır tekrar kısalmış halde yerine takar yola devam ederim. Ali abinin yardım teklifini de kabul etmiyorum. Ali abi istemeye istemeye yola devam kararı alıyor.

Ali abi bir süre sonra seyre başlıyor , eşi ve kendisi ile selamlaşıyoruz. Ana yelken açık pupa seyri ile yürüyor Ali abi.

İçini bir yanlızlık duygusu kaplıyor. Sanırım ikimiz de bu geceyi her detayı ile ömrümüzün sonuna kadar hatırlayacağız.

Civadraya gerçekten üzülmedim. Ama çok üzüldüğüm merdiven idi. Gece tekneye geldiğimde merdiveni içeri çekmeyi unutmuşum. O hengamede bağından çözülüp gitmiş.  Yaptığım bu merdiven tüm seyir boyunca elim ayağım olmuş. Çok rahat tekneye inip , çıkıyorum. Portatif satılan hiçbir merdiven Tayo Mar ın formundan dolayı işe yaramıyor. Bu merdiveni de yerine alıştırana kadar canım çıkmış. Üstelik bir hafta sonra kızım ve eşim gelecek. Merdivensizlik ciddi sıkıntı. İyice içim sıkılıyor.

Biraz sonra plajdan botlarla denizin üstündeki şezlong , şemsiye v.s. Toplamaya gidiyorlar. Şezlonglar açığa doğru gitmiş. Her giden bota benim merdiveni soruyorum. Özellikle açığa giden botlara tarif edip, görürlerse almalarını rica ediyorum..

- bilader geçmiş olsun, benim de merdiven gitti.. Görürseniz,,

Adamların bütün plaj malzemeleri gitmiş. Kim uğraşır benim merdivenle. Üstelik hafiftide . Çoktan yürüyüp gitmiştir açığa.

Hiç kendime bu kadar kızdığımı hatırlamıyorum. Günlerce uğraştığım merdiven.. Her akşam içeri alıyorum . Bir gece unuttum . Deprem oldu. Hadi unuttum, ulan salak o kadar gemici bağı biliyorsun. Bi doğru dürüst izbarço da mı atamadın.

Böyle söylene söylene kırık civadrayı tamire koyuluyorum. Bu konuda kendimi taktir etmeden geçemeyeceğim. Bu konuda çok kafa yormuştum. Uzun bir seyirde yardım almadan ahşap bir teknede olabilecek aksaklıklara karşı ne gibi alet edevat olmalı ? Diye.

Alet çantam tamamen bu mantıkla düzenli. Bir Alman testerem var ki inanılmaz, küçücük ama ilginç diş tasarımı ve imalat kalitesi ile koca civadrayı kırıldığı yerden bir iki dakikada kesmemi sağlıyor. Yine çok iyi bir keskim var. Hemen babaların yerlerini düzleyiveriyorum. Yanımda sika da var. Ama sikalamak gereksiz. Zaten geri döndüğümde yenisi yapılacak. Ölçüleri alıp , civadrayı yerine yerleştiriyorum. Civadra hareketli bir aksam olarak tasarlanmış ve yapılmış olduğundan ve yeri geldiğinde yani sert havalarda içeri çekilebilme özelliği olduğundan civadra sadece sanki bir miktar içe çekilmiş gibi duruyor.

Bu arada botlar hala gidip geliyor. Şezlongları taşıyorlar. Hepsine soruyorum..

- benim merdiveni gördünüz mü.. ?

Yok .. Kimse görmemiş. Zaten bu saate kadar bulsalar bulurlardı. Her soruşumda sanki yeni yaraya tuz basar gibi üzüntüm bir kez daha artıyor.

Oysa birazdan üzüntüm sinire dönüşecek. Civadranın sakalını germek için denize girip, zinciri germem lazım. Merdiven yok. Of Allahım.. Portuçtan yedek olarak taşıdığım ip merdiveni çıkarıyorum. Bununla da tekneye çıkmak cambazlık istiyor.

Şu çok meşhur , anlata anlata bitiremediğim şarap kadehi kesite ne merdiven oturuyor ne de başa birşey.

İp merdiveni kıç taraftan sarkıtıyorum. Bari bumkine tırmanırım. O sırada bir bot daha geçiyor yakınımdan.

Ona de sesleneceğim gördünmü benim merdiveni diye ama sonra vazgeçiyorum. Adamların tüm plajı gitmiş başlarım senin merdivenine diyecekler .

Tekrar ip merdiveni bağlamaya başlıyorum. Tam o sırada bir ses.

O bağırmadığım botçu teknenin dibine gelmiş sesleniyor.

Bilader al bulduk senin merdiveni..

Şok üstüne şok.. Merdiven.. Geri geldi.. Adam basıp gidiyor. Botun üstü şezlong dolu. En üstte benim merdiven.. Alıyorum tekneye . Adama teşekkür bile edemeden gidiyor.

Resmen sarıldım merdivene. Kayalara çarpmaktan zedelenmiş biraz ama olsun. Merdiven geri geldi. Hem de sapasağlam.

Her işi bırakıp, yedek halatlardan bir parça kesiyorum. Ucuna bir karabina. Diğer tarafını merdivene izbarço atıyorum itina ile.. En önemli kural. Merdiveni bağla.

Merdiven tekrar neşelenmeme neden oluyor. Hadi Ersin bitir şu civadrayı.. Basıp gidelim şuradan artık..





  • IP logged

  • *
  • İleti: 989
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#76: 29 Temmuz 2017, 09:52:20
Ersin takibe devam.Tahta merdivenin güzelliği,krom olsaydı kesin batardı:)
  • IP logged
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#77: 29 Temmuz 2017, 10:13:14
Geçmiş olsun.Çok kötü bir olay ama büyük bir deneyim olmuş.
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 101
  • S/Y ANABELLA (Sadler 32)
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#78: 29 Temmuz 2017, 15:13:22
Biz Ersin'le yeni bir oluşum başlatıyoruz:

"CİVADRA KARDEŞLİĞİ"



Sent from my SM-G900FQ using Tapatalk

  • IP logged
"Bilgeliğin dudakları anlamayacak kulaklara kapalıdır." --Kybalion

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#79: 29 Temmuz 2017, 16:23:09
Evet Ali abi kırılan parçadan bir parça saklıycam senın ıcın..  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#80: 29 Temmuz 2017, 17:54:51
Eh biraz da seyir sırasındaki teknik detaylara girelim. Bence Ege denizini en iyi yorumlayan hava sitesi Poseidon. Sonrasında bizim Meteoroloji. Grafik çok iyi olsa da windity çuvallıyor bazen.

Benim izlenimim , rüzgar bile poseidon a bakıp öyle esiyor sanki. Egenin coğrafi yapısı , rüzgarı çok farklı şekillerde yönlendiriyor. Ancak Temmuz ayında Ege de gezilmez tam bir şehir efsanesi. Evet rüzgar çoğunlukla otuz knot üzerinde esiyor özellike öğleden sonraları ama hava öyle sıcak ki bu kışın esen 10-12 knot rüzgara eş değer bence.

Ben sıkıntıları daha çok bu çok girintili çıkıntılı coğrafi yapıdan dolayı , yol aldığım körfezlerdeki dalga ve rüzgar yön farklılığından dolayı yaşadım. Çandarlı körfezi bence dikkatli geçilmesi gereken hatta buradan geçmek yerine Midilli kıyısından geçilmesi gereken bir deniz mesela. Keza gökova körfezi. Hiç hava yok iken bile özellikle çökertme önlerinde ciddi dalgaya yakalanmak mümkün. Ayrıca her bölgenin hava tahminlerine yansımayan kısa kısa rüzgar geçişleri oluyor.

Foça dan Çeşmeye fiderken izmir körfezi çıkışında midilli sakız arasından ciddi rüzgar ve denizler var. Açıkçası inerken de çıkarken de Türk kıyıları coğrafyadan dolayı pek stabil sayılmaz. Bu bölgelerde Midilli ve Sakız adalarının saçağında klmak en iyisi bence.

Nitekim dönüş yolunda bu rotayı izleyeceğim. Özellikle Sakız Midilli arasında batılı gibi esen poyraz, önemli bir etabı rüzgar ile geçmemi sağlayacak sanırım. Keza Müsellim geçidi de benzer şekilde rahatlıkla yelken ile geçilebilecek etaplardan.

Babakale den çanakkaleye doğru geçen sene çok keyifli bir batılı bir rüzgar yakalamıştım. Çanakkale ye kadar keyifli bir yol olmuştu. Benzer bir rüzgar yakalarım belki yine.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#81: 29 Temmuz 2017, 20:52:32
Şimdi efendim bir demirleme efsanesini daha yıkıyoruz. Yok zincirlikte duracağına denizde dursunmuş ta yok tekneyi demir değil zincir tutarmışta.. Şu kadar koloma bırakmak lazımmışta.. Geçiniz efendim geçiniz.

Bu kitaplarda yazıldığı gibi demir atmaya kalkarsanız bittiniz efendim. Bittiniz.

Geçen hafta tam da bugün, civadramı tamir etmiş , merdivenimi bulmuş, karaincir koyundan çıkmış yelken seyri ile çökertmeye doğru yol alıyorum. Bodrum kalesi açıklarında dalga boyu arttıkça arttı. Hani şu meşhur arkadan gelsin.. Gibi gelsin değişi var ya.. Hah. O doğru değil efendim.

Dalga boyu öyle bir yükseldi ki, Tayo Mar ın kıçı başı ayrı oynamaya başladı. Hava da kaldı mı.. Baktım dalgalar arasında maymun olacağız, doğru orak adasına döndüm. Girergirmez baktım ki guletler kıçtan kara. İskele tarafında ise bir boşlukta iki yelkenli alarga da. Önlerinde demir atacak bir yer de var. Ben de tam o boşluğa girip , kıyıya yanaşıp, zincirlikte duracağına denizde dursun hesabı bir güzel zinciri serdim. Zaten normalde demir attığım yere başka tekne girmesi de mümkün değil.

Keyfim yerinde , tur tekneleri burada da hizmetimde. Yan tekneden hoop buz gibi iki bira .. Eh biraz pahalıca ama olacak o kadar. On yıl hergün bu fiyata bira alsam yine , krom taşıyıcı, güneş paneli buzdolabı fiyatından çok daha ucuz.

Hani şu yunana gidipte bunların yolcu gemilerinin yanaşmalarını hayranlıkla izleyen reislere sesleniyorum. Halt etmiş onlar.

Benim kimse giremez diye demir attığım yere kocca bir gulet  üstelik kıçtankara girivermezmi. ? Yok artık yani. Guletin zinciri benim zincirimin üstünde değil. Bildiğiniz kendisi üstünde. Yani benim demir alıp gitme şansım yok.

Özel bir mavi tur teknesi. Çok şık. Yüzerek tekneye yaklaşıyorum. Bir iki ses ediyorum. Kaptan beliryor güvertede. Kaptan çok kibar.

Kaptan hoş geldin
Hoşbulduk
Gece kalacakmısınız?
Öyle planladık ama..??
Yok tam benim demirin üstündesiniz de ..
Ben sabah erken çıkacağım.
Kaç gibi?
Sabah 6 30 gibi..
Eh sorun değil o zaman biz 05 45 te ayrılmış olacağız.
Tamamdır kaptan selematle
Selametle efendim.

Kaptan ile , Ali Kuban, Zafer Türkmen , Mustafa Ertör , Ahmet Kabaali kibarlığını alın toplayın karıştırın üzerine bir de Tiryaki hümanistliği ekleyin . Hah işte o kıvamda konuşuyorum. Hani sert bir dalga gelse kibarlıktan kırılacağım. O derece yani.

İçimden ise söylenip duruyorum. Beş kırkbeşmiş.. Keşke beş deseydim.. Nah kalkarsın sen o saatte kaptan bozuntusu seni..

Sabah beş gibi uyanıyorum. Aklım gulette. Hemen çıkıp bakıyorum. Kazulet gibi çapamın üstünde duruyor kibar kaptan efendi. Beş kırkbeşmiş,, görücem ben seni beş kırkbeşte,, gulette gıram yaşam belirtisi yok. gidip biraz daha kestiriyorum.

Uyanıyorum saat saba altı olmuş. Rüyamda guletin zincirini tel makası ile kesmeye çalışıyorum. Kakıp , tekneyi hazırlamam lazım. Önce bir çay demliyorum. Nooldu kaptan efendi.. ?? Hani gidiyodun beş kırkbeşte.. Hayır beş buçuk değil ,altı değil beş kırkbeş..
Yemişim senin beş kırkbeşini.. Senin yüzünden gidemiyoruz kardeşim biz burda. Hayır sanki başka yer yok koca koyda kaptan geldi bizim demirin üzerine durdu iyi mi..

Kibar reisler ve hümanist tiryaki maskemi tekrar lanet şantiyeci yüzüme itina ile yerleştiriyorum.

Kamara kapağını açıyorum,kibarca dönüp, kaptana sesleneceğim..

Olmadı ama kaptan diyeceğim hani beş kırkbeşte gidecektiniz..?? Bakın ben seyire çıkamıyorum ama..

Güverteye çıkıp, tenteyi kaldırıyorum.. Sesleniyorum hemen

- kaptan kaptaaaaa..,,

Ana !!! Gitmiş koca gulet.. Tam dediği saatte hem de .. Sessiz sedasız.

Kaptan aynı kibarlıkla kaldırıp götürmüş koca tekneyi. Ne ırgat sesi duydum, ne bir bot sesi, ne de motor..

Adamlar koca guleti sessiz sedasız tam da söyledikleri saatte kaldırıp götürmüşler.

Denizde nezaket.. Bu olsa gerek diyorum içimden. Hani bir küreğim daha olsa kürekle çıkacağım koydan öyle utandım ..

Bir gün böyle biri olurmuyum acaba..? Yaşım genç . Bu işlerde dünkü çocuk sayılırım canım.. Olur bi gün elbette.


  • IP logged

  • *
  • İleti: 1049
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#82: 29 Temmuz 2017, 21:58:16
Ersin,

Bazı yazdıklarına katılmasam da, çok keyif alıyorum yazıklarını okumaktan.
Geçmiş olsun.
Keyfin de bol olsun.

Sevgiler
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • İleti: 1631
Sen sus , gözlerin konuşsun..
#83: 29 Temmuz 2017, 23:19:37


Keyfim yerinde , tur tekneleri burada da hizmetimde. Yan tekneden hoop buz gibi iki bira .. Eh biraz pahalıca ama olacak o kadar. On yıl hergün bu fiyata bira alsam yine , krom taşıyıcı, güneş paneli buzdolabı fiyatından çok daha ucuz.

Abi Facebook'ta da gördüm. Tekneye buzdolabı almayacağım diye peynire dünya turu artırmışsın. Hollanda-Ankara-İstanbul-Muğla. Ahşap birşey alalım tayo mar'a


Kaptan ile , Ali Kuban, Zafer Türkmen , Mustafa Ertör , Ahmet Kabaali kibarlığını alın toplayın karıştırın üzerine bir de Tiryaki hümanistliği ekleyin . Hah işte o kıvamda konuşuyorum. Hani sert bir dalga gelse kibarlıktan kırılacağım. O derece yani.

Senin bünyeye ters bu kadarı




Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged
« Son Düzenleme: 29 Temmuz 2017, 23:28:58 Gönderen: Oğuzhan Oğuz »

  • *
  • İleti: 219
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#84: 30 Temmuz 2017, 00:49:59


Sabah beş gibi uyanıyorum..........gulette gıram yaşam belirtisi yok. gidip biraz daha kestiriyorum.

Uyanıyorum saat saba altı olmuş.

Hah işte tam bu arada sen fena dalmışsın.Sen uyurken de o kibar kaptan takır takır admiraltisini toplayıp gürül gürül makinasını çalıştırıp çıkmış.
Çok yorulduğundan iyi uyumuşsun.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#85: 30 Temmuz 2017, 02:06:19
 :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 25
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#86: 30 Temmuz 2017, 07:31:24
Geçmiş olsun...
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#87: 30 Temmuz 2017, 11:08:27
Efendim teşekkürler..

Marmara denizini saymıyorum ancak bu yıl keyifli geçtim bu hep dayak yediğim denizi. Bakalım dönüşü nasıl olacak.? Erğliye kadar yükselip, öğle saatlerinde fırışka bir güneyli rüzgar yakalayıp , asmalıya geçtim. Avşa adasının arasından da doğru Çanakkale boğazı.

Sonrasında asos, ayvalık poyraz ada ,bademli, foça çeşme, sığacık, samos, turgutreis, karaincir, orak adası ve gökova ingiliz koyu şeklinde bir seyir oldu. En yüksek dalgayı gökova da gördüm.

Bu mecralarda bizbize yazıyoruz topu topu yüz iki yüz kişi sanıyoruz ya kendimizi. Pek öyle değil galiba. Her gittiğim marina ya da limanda önce Tayo Mar , sonra da bendenizi tanıyan çok kişi çıktı. Yazdıklarımı okuyan birçok denizci ile tanıştık. En ilginci Çeşme marinada yaşadım. Palamar yerime yanaştıracak, pantonlar arasından ilerliyorum. Tam bir pantonun önünden geçiyorduk ki tanımadığım iki kişi tekneden doğruldular.

El sallayıp , aaa Tayo Mar çeşmeye gelmiş ..

Bu küçük camiada Tayo Mar bilinir bir tekne olmuş. Hoş bir duygu.

Orak adasından çökertme istikametine giderken , bir baktım eski usturmaçalardan birisi denize düşmüş.

Geçen yıl , Düsseldorf fuarından yeşil ve bordo renkli usturmaçalar almıştım. Bunlar Tayo Mar a çok yakıştılar. Eski lacivert kılıflı usturmaçalar ile uyumsuz olduklarından eskileri ön güvertede tutup, ihtiyaç durumunda sallandırıyorum.

Dalglı denizde usturmaçalardan birisi denize düşmüş. Tek başına seyirde insan bu eşyalarla ilginç bir bağ kuruyor.

Hemen hamle edip , tekneyi döndürmeye başladım. Düşmüş usturmaçayı gidip alacağım.

Usturmaça da dalgların üstünde bir inip bir çıkıyor. Tekneyi aldığımdan beri bende bu usturmaçalar. Düşen ise zaten patlak olan. Yine de iş görüyordu ama.

Sancak tarafında sallanır dururdu. Binlerce kez teknelerin arasında ezildi durdu. Hep bağlı kaldı . Tüm ömrünü bağlı ve iki tekne arasında ezilmekle geçiren , zaten görevi de bu olan usturmaça şimdi özgürlüğüne kavuşmuş, dalgaların tepesinde hoplayıp zıplıyordu.

Çok aykırı bir görüntü idi. Bağlı olması gereken, hep ezilmesi gereken usturmaça , dalgaların üzerinde ve artık özgür, coşmuş gidiyor.

öyle çok çizik ve başka tekne boyası vardı ki üzerinde , o yüzden kılıf takmıştım. Tam sibobu yanından da yırtıktı. TAmiri de mümkün değil. Çoktan emekli olması gereken , ama çalışmak zorunda olan binlercemiz gibi usturmaça da denize düşene kadar görevinin başında idi.

Seni geri dönüp almayacağım. Zaten patlak ve eski olduğun için seni birileri bulsa bile denize geri atacaklar merak etme. Özgür ol . Muhtemel yavaş yavaş su dolacak içine ve bir gün denizin dibini de göreceksin. Belki deniz canlılarına yuva olacaksın.

Her ne olacaksa olsun ama asla bir daha usturmaça olmayacaksın. Merak etme. Çünkü kimse seni beğenmeyecek, usturmaçalık yapamayacağını görüp seni denzie geri fırlatacaklar. İşte o ana kadar, yani yarğından içine seni batıracak kadar su dolana kadar özgür kalacak , denizlerde özgürce gezeceksin.

Birçok benzerinden çok daha şanslısın. Bizler gibi.

Usturmaça gözden kayboluyor. Dalgalar daha bir irileşti sanki. Ama deminki kadar rahatsız etmiyorlar artık.

Rotayı tekrar eski haline getiriyorum. Elveda usturmaça . Muhtemelen artık hiç göremeyiz birbirimizi.

Haydi Tayo .. Daha çok yolumuz var,. Yani umalım ki vardır. Ama kaybedecek zamanımız yok.

O an , rüzgar biraz daha artıyor sanki, Tayo Mar, kırık civadrasına rağmen, tirinket ve bocurum ile hızını arttırıyor.

Önümüz Gökova , Okluk koyu. Efsanenin yaşadığı yerlere geldik.
  • IP logged

n

nuri_kongur

Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#88: 30 Temmuz 2017, 12:04:50
Ersin kaptan geçmiş olsun. Deprem gecesini ve sonrasını birde senden dinlemek iyi oldu. Rüzgarın kolayına gelsin.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 974
Ynt: Sen sus , gözlerin konuşsun..
#89: 30 Temmuz 2017, 12:51:07
Efendim teşekkürler..

.......

Önümüz Gökova , Okluk koyu. Efsanenin yaşadığı yerlere geldik.

Geell, geellll.
  • IP logged

 
Yukarı git