Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Teknelerde Türk Bayrağı nerede nasıl taşınır?

  • *
  • İleti: 5768
    • Son Denk Kayıkçısı
Bu konuda Mevzuat belli  ve Adf sayfasında özenle hazırlanmış metni paylaşıyorum.




-TEKNELERDE ULUSAL BAYRAK NEREDE NASIL TAŞINIR?


Açıklama 1:

İki yasamızın tanımlamaları birleştirildiğinde, kürekten başka bir güçle (motor ve/veya yelken) yürütülen ve pek küçük olmayan bütün tekneler “gemi” olarak kabul edileceklerdir. Konumuzun, esas itibariyle amatör denizcilerin kullandıkları teknelerle ilgili olması bir yana, aşağıdaki metinde Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü’ndeki tanımlamaya da sadık kalınarak gemi yerine tekne tanımı kullanılmıştır. Aşağıda anlatılanlar içinde, yasal düzenlemeler yanında konunun teamül haline gelmiş uygulamaları da öne çıkarılmaya özen gösterilmiştir. Denizcilik etiketi, tarihin derinliklerinden gelen teamülle zenginleşmiştir ve asıl önemli olan da budur.

Türk Bayrağı açısından bakıldığında;

Askerî gemiler hariç, tipi, sınıfı, boyutları ne olursa olsun her Türk teknesinin taşımakla yükümlü olduğu Bayrak, seyirde;

 Kıç tarafta, güvertede, omurga hattı üzerinde, küpeşteye 40-45 derece açıyla bağlanmış özel gönderinde (direğinde) taşınır. Gönder, tercihan ahşap malzemeden yapılmış olmalıdır.

 Gönder, teknenin, yapısal özellikleri nedeniyle, kıç tarafında bulunabilecek vinç, makara, matafora, rampa vb. engeller nedeniyle, omurga hattı üzerine yerleştirilemiyorsa, yine kıçta sancak tarafa yerleştirilir.

 Birden fazla direkli yelkenli teknelerde, arka direk bumbasının veya yelkenin engellemesi (çapariz vermesi) nedeniyle seyirde Bayrak, kıç tarafta, omurga hattı üzerinde veya sancak tarafta taşınamıyorsa, arka direk (mizana direği) şapkasına ilâve edilecek bir gizde taşınabilir. Bu tip tekneler limandayken, Bayrağın kıçtaki asıl yerine (gönderine) çekilmesi esastır.

 Seren (yan) yelkenli teknelerde seyirde Bayrak, en arka direkteki randa yelkenin çördek yakasında taşınır. Çördek yakası bu yelkenin sereninin pupaya bakan ucudur.

Açıklama 2:

Randa yelken günümüzde, üstünde bir seren, altında ise bumba bulunan dört köşeli bir yelkeni tanımlar. Oysa Randa, kabasorta armalı teknelerin en arka direğindeki yan seren yelkenin adıdır. Seren yelkenli büyük tekneler, denizlerde yavaş yavaş azalırken, randanın adı dilimize, benzetmeyle genellenerek intikal etmiştir.

 Tekne limandayken Bayrak, gün ağardığında veya en geç saat 08.00’de gönderine çekilir (toka edilir), gün batımında veya en geç saat 21.00’de indirilir (arya edilir).

 Seyir halinde bulunan tekneler Bayraklarını gece çekili bırakabilirler.

 Karaya çekilmiş teknelere Bayrak çekilmez.

 Askeri gemiler hariç, bütün tekneler sadece bir adet Türk Bayrağı taşırlar. Askeri olmayan teknelerde birden fazla Bayrak taşınması ancak Ulusal Bayramlarda mümkündür.

Seyirde, Türk Bayrağı dışında, (haberleşme amacıyla kullanılacak uluslararası işaret/kod flamaları hariç) başka hiçbir bayrak veya flama taşınmaz. Haberleşme bitince, kod flamaları indirilir. Şu kadar ki, yatların kulüp forsları seyirde ve limanda anadirek başındaki özel gönderinde gece ve gündüz taşınır.

Tekne sahibinin, varsa özel forsu/flaması sadece limanda ve kendisi teknedeyken ana direk sancak gurcatasında taşınır. Bu gurcatada, misafir olunan ülkenin bayrağı çekiliyse, tekne sahibinin forsu iskele gurcatada ve sadece limandayken taşınır. Tekne sahibinin forsu sadece iki durumu anlatır: a) Fors çekilmişse “teknedeyim”, b) Fors mezestre ise (yarıya kadar çekilmişse) “teknedeyim, rahatsız edilmek istemiyorum”.

 Karantina bayrağı (Q bayrağı) da ana direk sancak gurcatasında taşınır, iki anlamı vardır: a) Sularınızda bir limanınıza uğramadan seyrediyorum (transit), gemimde bulaşıcı hastalık yoktur, serbest geçiş hakkı istiyorum/kullanıyorum, b) Limanınıza geldim, gemimde bulaşıcı hastalık yoktur, giriş işlemlerime başlanmasını istiyorum/bekliyorum.

 Bir ülkenin karasularından transit geçiş tamamlanınca, karantina bayrağı indirilir.

 Bir ülke limanında giriş işlemleri tamamlanınca, karantina bayrağı indirilir ve yerine (ana direk sancak gurcata), misafiri olunan ülkenin bayrağı çekilir.

 Misafiri olunan ülkenin bayrağına da saygı göstermek gerekir. Adı üstünde, Nezaket Bayrağı olarak bilinen bu bayrağın boyu, göze hoş görünecek şekilde tekne boyuyla orantılı olmalı, uzaktan iyi seçilmeli, eskidikçe, yıprandıkça, yenisiyle değiştirilmelidir. 

 Acil durum veya başka gemilerle haberleşme hali dışında, Karantina bayrağı ve misafir olunan ülke bayrağından başka hiçbir bayrak, fors veya flama seyirde gurcatalardan herhangi birisinde taşınmaz.

Bayrak, teknelerin iç ve dış yüzeylerine (bordalarına, yaşam mahallerine, kamara kenarlarına) boyayla boyanamaz, folyo olarak yapıştırılamaz, resmedilemez, bir başka deyişle; Türk Bayrağı, hangi türden olursa olsun eşya üzerine boyanamaz/resmedilemez. Türk bayrağının boyanabileceği tek yer sivil uçakların yön dümenidir. Şu kadar ki Bayrak oraya da yasal oranlar (1x1,5) esas alınmaksızın, sadece al zemin üzerine doğru şekilde çizilmiş Ay-Yıldız’ın boyanmasıyla resmedilebilir.

 Genel bir uygulama (teamül) olarak ve kimi istisnalarla, yarışan teknelerde ulusal bayrak taşınmaz; yarış kurallarının belirlediği yerlerde sınıf bayrakları taşınır. Ne var ki, yarışın başka ülkelerin sularından geçmesi veya bir başka ülke limanında son bulması halinde, o ülke sularında, karantina bayrağıyla birlikte ulusal bayrağın taşınması gerekeceği doğaldır.

 Yasaların ortak tanımı göz önüne alındığında, kürekle yürütülen sandallar gibi küçük sürat botlarının da Bayrak taşımalarının zorunlu olmayacağı anlaşılır.

Türk Bayrağı, onu taşıyan araca veya sahibine değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tümüne aittir, ortak varlıktır, saygıyla, özenle, taşınması esastır; yırtık, delik, tirfillenmiş, soluk, taşınması, yerlere, araçlara, çatılara, duvarlara, boyanması, benzetme şekiller yapılması hoş değildir.

Teknenin taşıyacağı bayrağın büyüklüğü konusunda bir standart yoksa da bayrağın tekne boyuyla orantılı olması beklenir. Örnek olarak teamüle dayalı bayrak uzunluk ölçüsü verilebilir. Buna göre Bayrak boyu, tekne boyunun her 30 santimetresine (yaklaşık 1 foot/ayak/kadem) 2,5 santimetre (yaklaşık bir inç/pus) olarak seçilir. Örneğin boyu 15 metre olan bir teknenin taşıyacağı bayrağın uzunluğu 1,25 metre olacaktır. Şu kadar ki sert havalarda veya yüksek süratli teknelerde daha küçük boy bayrak da taşınabilir.

Türk Bayrağı standart ölçüleri “uzunluk = genişlik x 1,5” olarak saptanmıştır. Boy kademeleri 50 santimetre ve katları şeklindedir. Buna göre Bayrak boyları örneğin 75, 150, 225, 300 santimetre olacaktır. Bu bağlamda yukarıdaki paragrafta 1,25 metre olarak hesaplanmış Bayrak yerine 1,50 metre boyunda bir Bayrak taşınması gerekecektir.

Yukarıda sayılan ve kısmen de teamüle uygun hususların uygulanmasında Türk Bayrağı Kanunu ve Türk Bayrağı Tüzüğü hükümleri saklıdır.

Açıklama 3:

Bayrağın hangi araçlarda taşınabileceğini bilmek, onun yanlış kullanılmasını, önlemek bakımından önemlidir. Türk Bayrağı sadece 6 tür araçta taşınabilir:

1.  Cumhurbaşkanı’nın makam aracı,

2.  Valilerin makam araçları,

3.  Ulusal bayramlarda ve Valinin bulunmadığı hudut görüşmelerinde Kaymakamların makam araçları,

4.  Yurt dışında görevli Büyük Elçilerimizin görevli oldukları ülkede kullandıkları makam araçları,

5.  Gemiler/tekneler ve

6.  Sadece yön dümeni üzerine boyayla resmedilmek koşuluyla sivil uçaklarımız.

Türk Bayrağı, sayılan bu 6 araç türü dışında başka hiçbir özel veya resmî araçta taşınamaz. Bunun dışında, örneğin eşya üstüne boyamak, örtü olarak sermek, çamurluklara, kapılara, tavanlara, camlara asmak, araç plâkalarına boyamak, çamur ve pisliğe maruz bırakmak, araçlarda fren lambası şeklinde veya arka cam gölgeliği olarak kullanmak gibi haller, bayrağın saygı ve özenle kullanılmasıyla bağdaşmaz.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5768
    • Son Denk Kayıkçısı

Birde sevgili Tayfun Timoçin 2in Yelken Dünyasında yazmış olduğu yazı gözüme çarpmıştı, onu da şöyle alıntıladım.

BAYRAK TAŞIMAK ya da TAŞIYAMAMAK!
Temmuz 26, 2016
Zaten kendi bayrağımızı istediğimiz gibi taşıyamıyoruz, bari hangi bayrağı taşıyorsak, onu taşınması gerektiği gibi taşımaya özen göstermemiz gerekmez mi? Bayrak bu. Bir milletin simgesidir ve kişilere, kurumlara değil, milletlere aittir.

            Artık herkes biliyor, yasal düzenlemelerin bir türlü gerektiği gibi yapılamamış olması nedeniyle bütün teknelerin Türk bayrağı taşıyamadığını. Yurtdışında çok uygun meblağlara bulunabilen ikinci el tekneleri satın alabiliyoruz ama mevzuat bize “Aldıysan aldın, Türk bayrağı çekemezsin o tekneye. Çünkü ikinci el ve çünkü yaptığın şey ithalata girer ki o da yasak” dediği için kendi malımıza kendi ülkemizin bayrağını çekemiyoruz. Yani neresinden bakılırsa bakılsın trajikomik bir vaka bu.
            Bunun Türk üreticiyi korumakla falan bir ilgisinin artık kalmadığını üreticiler bile görmekte ama nedense kimi kulislerde inatla direniliyor. Dünyanın her yerinde kaliteli ve iyi ürün pahalıdır. Ama gelişen teknoloji ile artık çok da berbat olmayan ürünler, eskiye oranla çok daha uyguna üretilebiliyor. İyi bir şey yaparsan, satılır. Her malın alıcısı vardır. Yelkenli tekne yapıp üstüne otomobil direksiyonu takan üretici de kusura bakmayın ama ayakta kalmayıversin!
Üretici ister Türk olsun, isterse Mozambikli; tüketici benim ve tekne sahibi olmak için üç kuruşu denkleştirebiliyorsam, o paraya alabildiğim en iyi tekneyi alırım ve ben Türk olduğum için o tekne de Türk teknesi olur. Bu mantığa uygun mevzuat üretilemiyorsa, bunun bütün yükünü tüketici çekmek zorunda değildir. Zira yasalar, kendi aralarında çelişemezler.

HER TÜRK GEMİSİ TÜRK BAYRAĞI ÇEKER
            Bakınız Türk Ticaret Kanunu Madde 940: “(1) Her Türk gemisi Türk bayrağı çeker. (2) Yalnız Türk vatandaşının malik olduğu gemi, Türk gemisidir. (3) Birden fazla kişiye ait olan gemiler; a)Paylı mülkiyet halinde, maliklerin çoğunluğunun, b)Elbirliğiyle mülkiyet halinde, maliklerinin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması şartıyla Türk gemisi sayılırlar.”
Bu böyle gider. Daha da açıklayıcı kısımları var. Ama buradan çıkan sonuç şu değil mi: “Ben Türk’üm. Bu benim teknem(gemim). O halde bu bir Türk gemisi. Ve her Türk gemisi Türk bayrağı çekerse, buna da çekerim!” Ben mi yanlış anlıyorum? Hayır herkes gibi ben de doğru anlıyorum ama ikinci el tekne ithalatı da yasak. İyi de sayın seyirciler, bu bir tekne ithalatı değil ki! Kendime tekne alıyorum yahu! Yurtdışına çıktığınızda kendinize parfüm satın aldığımızda, parfüm ithalatı mı yapmış oluyorsunuz? Venedik’ten Murano camı bir vazo aldığınızda, vazo ithalatına mı girişmiş oluyorsunuz? Berlin’deki sokak satıcılarından çizik bir Elvis Presley plağı aldığınızda plak ithalatına mı başlamış oluyorsunuz? Türk müzik sektörü, siz yurtdışından plak aldınız diye batıyor mu? Benim gidip kendime yurtdışında herhangi bir yerden bütçeme uygun bir tekne alıp ülkeme getirmemin, neredeyse diğer hiçbir ülke için hiçbir sakıncası yok. Yabancı bayraklı olduğu sürece benim ülkem için de yok (giderek oluyor gerçi ya…). Fakat kendi tekneme kendi bayrağımı çekince devlet buna “ithalat” diyor. Neden? Ne alakası var? Bizim talebimiz ithalat falan değil. Kendimiz için satın aldığımız tekneye, yani artık “bizim” olmuş tekneye bizim bayrağımızı çekmek! Buna ithalat denmez, bayrak çekmek denir ve yukarıdaki kanun maddesi açıktır. Bu, bugünün meselesi değil, onlarca yıldır böyle. Ama çözüm bugün bulunursa hepimiz ne kadar seviniriz. İnanın, hiçbir Türk vatandaşı, yabancı bayrakla dolaşmaktan zevk almıyor, mutluluk ya da gurur duymuyor. Ama çözümü bulacak da biz değiliz. Her tekne/gemi, bayrağını taşıdığı ülkenin gururudur, bunu unutmamak gerek. Yabancı bayrakla dolaşan denizcileri, başka ülkenin gururu olmak zorunda bırakmamalı.

ORTAK BİRİKİMİN ÜRÜNÜ
            Tabii bunca anlattım ama aslında konumuz Türk bayrağı çekmek değildi. Teknelerde bayrak taşımak, bugünkü konumuz. Sezon açıldı ve denizlerin her köşesi hareketlendi. Tabii bayraklar çekiliyor, forslar, flamalar toka ediliyor vs. Pek çok kaynakta var. Benim kitabımda (Yelkenli Yatta Kendine Yetebilmek) da bir bölüm bu konuya ayrılmış durumda. Arayan bulur elbette. Bu konuda kanunumuz ve tüzüğümüz var. Ama halen teknelerde bayrak taşımak konusunda sıkıntımız var. Bunun bir nedeni de, aslında bayrak taşımanın her halinin yazılı bir metne dayanmıyor olması. Bu konuda bir de geleneklerimiz vardır. Denizcilik gelenekleri, denizcilerin ortak aklı, anıları, yaşam biçimlerinden kaynaklanır. Nasıl ki Lingua Franca, bu ortaklık sonucu oluşmuştur, aynı şekilde gelenekler de farklı milletlerin, farklı denizcilerinin asırlar boyu birlikte denizde mesai yapmasıyla oluşmuştur/yayılmıştır. Gelenekler yazılı değil midir peki? Kanun değildirler ama arayan onları da bulur.
            Gelin biraz bu konuya değinelim ve artık Türk denizcisi ne kendi bayrağını, ne taşımak zorunda bırakıldığı yabancı bayrağı, ne kulüp flamasını yanlış taşısın. Şu işin doğrusunu yapalım artık, ne dersiniz?

BAYRAĞA BAYRAK DENİR
            Her şeyden önce ister denizde olalım. ister karada, bayrağa “bayrak” denir, “sancak” denmez. Sancak, başka bir şeydir, askerî bir terimdir. Ait olduğu birliğin özel amblemini barındırır, kenarları püsküllüdür vs. Denizde bayrağa sancak demenin geçerli olduğu tek olay vardır, o da “sancak töreni”. Özel millî günlerde hani bayrağımızı yarıya kadar indirip (arya edip) sonra yeniden toka ederiz ya. Selamlama gibi… İşte ona Sancak Töreni denir. Askerî gelenekten gelen bir alışkanlıktır.
            Bayrak taşımayı bilmemekle, bayrağa saygısızlık etmek artık iyice birbirine karıştı. Bayrak, gönderde taşınır. Teknenizde bayrağınızı saygıyla dalgalandıracağınız bir gönderlik yer bulamıyor ya da göndere yer açmaya kıyamıyorsanız, hiç bayrak taşımaya çalışmayın daha iyi. Çünkü ıstralyada, puşpitte, güneş panelinde, şunun bunun krom borusunda taşımak, bayrağa saygısızlıktır. Lütfen, tercihen omurga hattında, mümkün değilse “sancak” tarafında bir gönder yeri ayarlayıp gönder taktırıverin. “İskele” tarafında olmaz ama gönder olsun da, biz ona da razıyız.

BAYRAĞIN VE GÖNDERİN BOYU
            Gönderin de müsamereye çıkan çocukların eline verilen küçük bayrakların çubukları kadar olmaması lazım. Çünkü teknenin bayrağının mini minnacık, mendil kadar değil, uzaktan görünecek kadar olması gerekir. Denizcilik geleneği, rüzgârsız havada gönderinden sarkan bayrağın en alttaki ucunun suya değmesi gerektiğini söyler. Açın eski gravürlere, tasvirlere, yağlıboya tablolara bakın lütfen. Hep öyledir. Ama ille de ölçü isterseniz, J. Vigor veriyor: “Teknenin her bir metresi için 7,5 cm.” Yani 12 metrelik bir tekneniz varsa, 12 x 7,5 = 90 cm. uzunluğunda bir bayraktan söz ediyoruz. Vigor öyle diyor ama ben de diyorum ki “Bu minimum ölçüdür. Bunun üstüne çıkabiliriz ama altına inmemeliyiz.” Gönderin de “arya” için uygun olması, yani bayrağın yarıya kadar indirilmesi (selamlama/sancak töreni) için uygun uzunlukta olması gerekir. Yani, bayrağın eni 50 cm. gönderimiz var 70 cm. Nasıl arya edecek bayrağını bu tekne? Edemeyecek tabii. Zaten bugün bayrak selamı ve sancak töreni yapan kaç tekne kaldı memlekette?

YABANCI BAYRAĞA SAYGISIZLIK OLUR MU?
            Ayrıca tekneniz ABD bayraklı ise, o bayrağa kötü davranmaya da hakkınız yok. Bayrak. bir ülkenin sembolüdür. Yüce Atamızın yere serili Yunan bayrağını kaldırtmasını hatırlayınız. Teknemizin bayrağı ister Türk olsun ister ABD, ona gereken tüm saygıyı göstermemiz gerektiğini unutmayalım lütfen. Bir Amerikalıyı, bizim bayrağımıza kötü davranırken gördüğümüzde kendimizi nasıl hissederiz, düşünsenize…

BAYRAK BOYANMAZ!
            Ama elbette biz kendi bayrağımıza iyi davranıyor muyuz ki? Bayrak, askerî tören dışında bir yere örtü gibi serilemez. Askerî törende de bir yemin unsuru olduğu için üzerinde saygılı ve kutsal kabul edilen bir seremoni gerçekleşir. Otellerde vs. düzenlenen törenlerde kürsüye raptedilen bayraklar var. Edilmez, yanlıştır. Bayrak, bütünü görünecek şekilde asılır ancak. Fırdolayı bir kürsüye, sandalye kaplaması gibi sarılmaz, sarılamaz. Bayrak, hava araçları dışında bir yere boyanmaz/resmedilmez. Bayrak, dalgalanması gereken bir şeydir ve hangi araçlarda dalgalanabileceği de Kanunla bellidir. Bugün bakıyorsun, kamu araçlarında boyanmış bayrak var. Yasaya aykırı. Suç! E üzerine kuş pislemiş? Kedi çıkmış üstünde uyuyor? Razı mısın? Ben değilim dostum. Yasa da değil.

KARAYA ÇEKİLEN TEKNELER
Teknemizi karaya çekince bayrağını indiririz. Karadaki teknede bayrak dalgalanmaz. (Askerî gemiler hariç.) Kış boyu limanda karada duran teknenin bayrağı, bir süre sonra zaten bitiyor, tükeniyor, kalmıyor. Bırakılmaz. Karaya çekilmiş teknede bayrak bırakılmaz.
Birden fazla direğiniz varsa, eğer kıçtaki direğin bumbası seyir sırasında bayrak gönderi ile çatışacak ya da gönder, güvertede çalışmaya engel olacaksa, o zaman bayrak, kıçtaki direğin(mizana) şapkasına toka edilebilir.
Motoryatlarda da, kıç taraf ne kadar karışık olursa olsun bayrak, ana güverteden başlayarak aynanın dışına sarkacak şekilde yerleştirilmiş gönderde taşınır.

AÇIKDENİZDE VE SEYİR SIRASINDA
Yabancı bayraklı bir tekne(yani bizim ABD bayrakları teknelerimiz de bu gruptadır), bağlı bulunduğu ülkenin bayrağını, yukarıdaki tüm kural ve esaslara göre taşır. Misafir olduğu ülkenin bayrağını ise(bu evsahibi Türkiye bile olsa), sancak gurcatasında taşır. Yani ABD bayraklı teknemiz mi var? O zaman ABD bayrağı kıçtaki gönderinde, Türk bayrağı da sancak gurcatada olacak.
Seyirde ve özellikle açıkdenizde bayrağın gönderinde taşınması zorunlu değildir. Bayrak, geminin milliyetinin tanıtılmasının gerektiği hallerde gönderine basılır. Ancak, bir ülkenin karasularında seyrederken bayrağın gündüz saatleri içinde devamlı taşınması gerekmekte, geceleri de taşınması, uzaktan projektörle aydınlatıldığı takdirde görülebilmesi amacıyla, önerilmektedir.

LİMANDA SANCAK TÖRENİ
Limanda, bayrağın gönderinde, hem limanda yürüyenlerin, hem de diğer teknelerde bulunanların gözleri hizasına yakın taşınması esastır. Bayrak, sabahları saat 08.00’de gönderine çekilir, akşamları günbatımında indirilir. Eğer uzun yaz günlerinde günbatımı saat 21.00’den sonraya kalıyorsa bayrak, en geç saat 21.00’de indirilir. Bu amaçla, limanda, sırası ile varsa donanmaya ait bir askeri filonun komutan gemisinin, filo olmayıp tek bir askeri gemi varsa onun bayrak törenine uyulur. Bunlardan hiçbirisinin bulunmaması halinde, her yat sancak törenini kendisi uygular. Yani günbatımından sonra bayrak gönderinde kalmamalıdır.

KULÜP FLAMALARI

Üyesi olduğumuz kulüp ya da bize göre özel ne varsa onların flama, sancak, bayrak vb. unsurlarını da iskele gurcataya çekeriz. Kulüp/komodor forsu gibi belirleyici unsurlar, direk tepesinde (şapkasında) oluşturulacak özel mekanizmaya da çekilebilir. Bu gibi unsurlar, tene karadayken indirilmese de olur.

(Yelken Dünyası - Haziran 2016)


  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5768
    • Son Denk Kayıkçısı
Ama benim merak ettiğim başka bir şey; geçenlerde babamla konuşurken  bana bayrak bizde aslında  serenin yada direğin tepesinde taşınırdı  ben çocukuluğumda böyle gördüm demişti. Hatta konuşurken kıçta gönder ve bayrağın suya değmesi mevzuuna da ingiliz özentisi falan gibi bir şeyler demişti. Hatta geçenlerde bu konuyu Merem'le konuşuyorduk o da bizim bayrağın ucu güverteden aşağıda olamaz diye belirtmişti. Burada niyetim mevzuatı eleştirmek değil, işin açıkçası İngilizlerin bayrak taşıma usülü hoşuma da gidiyor. Her güzel tekne de kocaman bir bayrak , ışıl ışıl. Ben de teknelerimde hep yeni ve büyük bayrak taşıdım ve özellikle de tüm teknelerim Türk Bayraklı oldu. Ama ufkumuzu açsın diye bu gün gördüğüm, konuyla ilgili , İnebolu Limanına dair bir resim paylaşayım istedim. Bizim arşiv de de böyle bir kaç resim vardı. Onlarda da bayraklar genelde arka direkteydi.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5768
    • Son Denk Kayıkçısı
Bu arada resimde ilginç bir şekilde çift direkli çektirme ( en dışta mendireğe yakın) ve iki adet " varka" var. Hemen çift direkli çektirmenin sancağında kıçtan karalar.

"Varka" ne diye sormayın, onu fırsat bulursa en iyi Cem Abi anlatır. Benim bildiğim çektirmenin yarım ayna kıç olanı şeklindedir.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Estfrllh Ahmet..... Merak işte. ;)

"Varka"  ama orijinali Varkalas, döneminin en büyük gemilerinden biriydi.  Aynı zamanda Doğu Ege’ye özgü XIX. Yy’da  kullanılan bir çıpa cinsi idi. Varkalalar  Kuzey Ege’de 1915’ten sonra nadiren sefer yaptılar.   Adı diğer ülkelerin denizcilik geleneğinde de bulunan "Barka" ( Bazen kayık, bazen tekne, bazen de "barça" veya "barko" gibi gemi) sözcüğünden gelmektedir.

Varkalasın kıçı tekne boyunda ansızın kesilir ve tekne omurga hattına dikey bir ayna oluşturur.  Ayna dediğimiz bu dik kıç formu  zaman zaman  dışa doğru hafifçe eğimli de olabilir.

Aşağıdaki resimler Samos Varkalası





Aynanın oluşturduğu ve “takoz” denen bu kıç taftaki genişliğe dönemin diğer teknelerinde rastlanmaz. Aynanın ilk göze çarpan özelliği oyma ve renkli süslemeleridir.  Varkalasın bir diğer özelliği tam balta baş olmasıdır. Bodoslama 90 derecelik bir dik açı ile denize girer.  Yine de kullanım yöresi ve kullanım amaçları açısından değişiklik göstermiştir.
 
Samos, Ikaria, Fourni, Midilli, Skiathos ve On iki Adalarda, İzmir, Kalymnos, Kassos et Rodos büyük Varkalasların inşa edildiği başlıca yerlerdir. Spetses savaş öncesinde 250 tona kadar varkalas inşa ediyordu.

Seyir özellikleri tırandil ve peramaya eş değerdir.  Bratcera  ve daha sonra  Rodopsati’ye  dönüştü. Yani ayna kıç formundan baş kıç bir forma doğru evrilerek genel kargo ve ticaret teknesine döndüler. Oldukça büyük tonajlarda inşa edildiler. 

Bilgi için, bir de Hydraiki varkalas" Hydra Adası varkalası var.  Yine baltabaş ve ayna kıç formunu korumuş. Özellikle sünger avında ve sahil seyir balıkçılığında kullanılan küçük bir barka aslında. Azami boyu 8 metreyi geçmiyor.

Aşağıdaki ilk resim "sokoleva" bizdeki adı ile "tulum armalı" bir Hydra Varkalası. Diğerleri de tekne formunu belirtip vurgulayan resimleri.








Bazı bilgiler Yunan Naftotopos sitesinden derlenmiştir.

  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 5768
    • Son Denk Kayıkçısı
Cem Abi teşekkürler bu değerli paylaşım için. Müsadenle Varkalas için ayrı bir başlık açıp oraya da taşıyorum belki bir araştıran olur ve faydalanır.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Cem Abi teşekkürler bu değerli paylaşım için. Müsadenle Varkalas için ayrı bir başlık açıp oraya da taşıyorum belki bir araştıran olur ve faydalanır.

Ne demek müsaade etmek Ahmet? Bilgi sadece paylaşılır, çoğaltılır. Kuru bilgiyi saklayıp turşusunu mu kuracağız? :D
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 1457
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Bayrak konusunda 47 yıllık orijinal bir çalışma buldum;

YACHT BAYRAKLARI - Ahmet Muhittin Öney - 1973
https://drive.google.com/file/d/1emUkrWR3ahQSfDA451saFJmdAn8OYn4Q/view
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 76
"Bayrak konusunda 47 yıllık orijinal bir çalışma buldum;"
Çok iyi bir derleme dikkatiniz ve paylaşımınız sayesinde eksikler ve yanlışlar ortaya çıktı.
Teşekkürler kaptanım.

SM-A315F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged

  • *
  • İleti: 3571
Belki gözümden kaçmış olabilir. Benim sorunum başka. Solmuş ya da yıpranmış bayraklar ile ilgili ne yapılacak?

Ne yapacağımı bilmediğimden ve bayrağa olan saygımdan neredeyse tüm eski bayraklarım teknede duruyor.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1457
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
SG, Jandarma veya polis'e teslim edebilirsin.
Usulüne uygun imha ediyorlar.

öZgür (mobil)

  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 181
Bu hususta kanun ve yönetmelik resmi gazetede "Resmî Gazete Tarihi: 08.06.2001 Resmî Gazete Sayısı: 24426" bunu demiş.

"Yönetmelikler - İçişleri Bakanlığından:
Eskimiş, Solmuş, Yırtılmış ve Kullanılamayacak Duruma Gelmiş Bayrakların Yok Edilmesi Usul ve Esaslarını Gösterir Yönetmelik
Amaç
Madde 1 — Bu Yönetmelik eskimiş, solmuş, yırtılmış ve kullanılamayacak duruma gelmiş bayrakların yok edilmesi usul ve esaslarını belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.
Kapsam
Madde 2 — Bu Yönetmelik, kamu kurum veya kuruluşlarının, gerçek veya tüzel kişilerin, dış temsilciliklerin ellerinde bulunan eskimiş, solmuş, yırtılmış ve kullanılamayacak duruma gelmiş bayrakların toplanması ve yok edilmesi usul ve esaslarını kapsar.
Dayanak
Madde 3 — Bu Yönetmelik, 2893 sayılı Türk Bayrağı Kanununun 9 uncu maddesi gereğince Bakanlar Kurulunun 25/1/1985 tarihli ve 85/9034 sayılı kararı ile çıkarılan Türk Bayrağı Tüzüğünün 22/10/1999 tarihli ve 99/13554 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 38 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
Madde 4 — Bu Yönetmelikte geçen bayrak; kullanılamayacak duruma gelmiş Türk Bayrağı anlamına gelir.
Bayrakların Toplanması
Madde 5 — Eskimiş, solmuş, yırtılmış ve kullanılamayacak duruma gelmiş olan bayrakları elinde bulunduran gerçek veya tüzel kişiler ile resmi kurum ve kuruluşlar bu bayrakları ilçelerde kaymakamlığa, illerde valiliğe, yurt dışında büyükelçilik veya başkonsolosluklara teslim ederler.
Kaymakamlıklarca toplanan bayraklar valiliklerine teslim edilir.
Yok Etme Usulü
Madde 6 — Valiliklerde toplanan bayrakları yok etme işlemi; valinin belirleyeceği üç kişilik bir komisyonun gözetiminde, ay-yıldız ile kırmızı kumaşların kesilerek ayrılmasından sonra kırpma makinasında veya kapalı alanda yakılmak suretiyle yapılır. Yurt dışında yok etme işlemi büyükelçiliklerde ve başkonsolosluklarda, Dışişleri Bakanlığının uygun göreceği bir yöntemle yapılır.
Yürürlük
Madde 7 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 8 — Bu Yönetmelik hükümlerini Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı yürütür."


Peki! Denizde her geminin kaptanı o teknenin mülki amiri sıfatıyla bu işlemi kendisi yapamaz mı? Sonuçta lüzumunda nikah bile kıyabildiklerine göre...
  • IP logged
« Son Düzenleme: 28 Ekim 2020, 08:31:08 Gönderen: Mehmet Köstekçi »
Köstekçi ---bu son fasıldır ey ömrüm, artık denizde geç---

  • *
  • İleti: 5768
    • Son Denk Kayıkçısı
Özgür eline sağlık , çok faydalı bir çalışmadan daha haberdar olduk.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 592
Ben de bayrakla ilgili başka bir soru gündeme getireceğim.

Marinada/limanda/barınakta duran teknelerimizde bizler yokken bayraklarımız sürekli açık mı kalmak zorunda, yoksa kılıfında kapalı olarak da muhafaza edebilir miyiz?

Zira teknedeyken güneşle beraber toka etmeli, güneşin batışıyla indirmeliyiz diyor ilgili kurallar. Seyirdeyken gece de açık kalabilir notuyla.

Lakin güneş battıktan sonra bayrağı indirdik,  ama tekneden çıktık gittik... Bayrağın gündüz tekne kaptanı ve/veya donatanı teknede olmasa bile açık olması mı gerekiyor?

Benimki kılıfında oluyor ben teknede yoksam. Ama kural teknede yokken bile açık olmalı diyorsa açık bırakacağım artık...

Nedir bunun doğrusu?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1058
Ebabil'in dümen palasının yerini değiştirince başı ve kıçı da değişmiş oluyor. Bayrağın yerini buna göre değiştirince tekne ve liman isminin yazılı olduğu yerleri değiştiremediğimden bu sefer tekne isim ve liman yeriyle ilgili bir sorun ortaya çıkıyor. Bir gün bana bu konuda geri dönecek resmi bir makam olursa verebilecek bir kaç değişik yanıtım var. Ancak bu ne yazık ki bana ceza yazmalarını engellemeyecek. Sonra anlat derdini anlatabilirsen.
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

 
Yukarı git